A federal safety agency that investigates airplane failures, commercial truck mishaps and train derailments is taking a look at a Michigan road crash that killed five bicyclists to determine if lessons can be learned to prevent a similar tragedy.
7 Haziran 2016 günü ABD Michigan Eyaleti Kalamazoo şehrinde yol kenarında bisikletler için ayrılmış şeritten gitmekte olan bir grup bisikletliye 50 yaşındaki bir Amerikalının kullandığı kamyonet çarpmış ve beş kişinin ölümüne bir çoğunun da ağır yaralanmasına neden olmuştu. Dünyada ve özellikle Amerika’da bisiklet olsun, koşu olsun, triatlon, jogging bu tip “outdoor” spor olaylarına katılım son yirmi-otuz yıldır hızlı bir şekilde artmakta. Bunda iletişimin gelişmesi ve insanların sosyal medya üzerinden birbirlerini etkilemeleri kadar artan refahla birlikte gelen obezite korkusunun da etkisi büyük. Türkiye’de de bir çok bisikletçi ve koşucu çok daha elverişsiz ve uygunsuz yollarda spor yapmaya çalışmakta ve sadece benim çevremde bile pek çok bu tip kazaya uğrayan var. Kaza olmasa bile sataşma ve her an bir sürücü ile gırtlak gırtlağa gelme durumlarından sabır çekerek kaçınabiliyoruz, ben ve sporcu arkadaşlarım.
Her ne olursa olsun bisiklet kategorisinde en korkunç bir olay olarak tarihe geçen bu kazanın nedenleri olarak sürücünün alkollü olma olasılığı ortada; sürücü yakalandı ve sorguda; epey bir ceza alacağından şüphe yok. Ayrıca burada yine bizde olduğu gibi takdir-i ilahi deyip bir-iki yılda salıverilme durumu da söz konusu değil.
Bu yazıda belirtmeye çalıştığım bizdeki gibi her kazanın ardından yazılan çizilen: “Sürücü direksiyon hakimiyetini kaybetti” ya da “Kaygan yol beş can aldı” gibi muğlak ifadelerle olayı geçiştirmek ve bir sonraki muhtemel kazayı önleyici tedbirleri düşünmemek şeklindeki yaklaşımdan ne kadar farklı hareket edildiği; ilk paragrafta olayla ilgili haberlerden bire bir alıntı yaptığım uçak kazaları, kamyon devrilmeleri ve trenlerin raydan çıkmalarını incelemekle görevli bir Devlet Güvenlik Biriminin bu kazayı mercek altına almış olması ve benzer trajedileri önlemek için bu olaydan çıkarılacak dersleri belirleme çalışmalarına başlamış olması ile ilgili haber.
Tabi burada olayın daha önceden önlenmesi, ne kadar gelişmiş olursa olsun bir ülkede her seviyeden insanların ve özellikle alkol, uyuşturucu etkisinde ne kadar tehlikeli olabileceklerini öngörerek gerekli tedbirlerin kaza öncesinden alınmış ve bu tip bir olayın yaşanmamış olması, şimdilik dünyanın en gelişmiş ülkesi* sayılan ABD için, çok daha beklenen bir durum olarak değerlendirilebilirdi. Ancak ABD yaşam tarzı ve kurulan demokratik sisteme göre** kişinin o işi yapabileceği yönde emareleriniz olsa da delil olmadan bir işlem yapamıyorsunuz. Diğer taraftan bu ve bunun gibi binlerce olayın da birer birer öngörülüp önlem alınması da zor. Gördüğüm kadarı ile burada (ABD) bir sistem kurulmuş ve herkesin bu sisteme uyacağı varsayımına göre insanlar yaşamlarını sürdürüyor. Örneğin yaya geçitlerinde, yol ayırımlarında tüm araçlar gece-gündüz, diğer tarafta araç olsun olmasın “STOP” işaretine uyarak durması ve ondan sonra tekrar hareket etmesi beklenmekte. Bu düzen üzerine yaya geçidinden geçen yayalar uzaktan arabayı görse bile onun duracağını düşünerek yada düşünmeden otomatik olarak yola çıkar. Bir aracın durmaması için bir önlem yok, sadece sistem ve muhakkak bir ceza verileceği korkusu, ayrıca insanlara saygı rol oynuyor. Sistem ilk önce kurulmuş, sonra yaşanan olaylardan ders alınarak muhakkak eklemeler ve değişikliklerle en iyiye doğru yönlendirilmeye çalışılıyor; en azından bunu yapacak yine bir sistem, kurumlar ve bilinç mevcut, diye düşünüyorum.
Bundan sonra mecburen araba yollarına yakın seyreden bisikletçiler ve uzun mesafe için egzersiz güzergahını buraya yönlendiren koşucular buraları kullanmaktan kaçınır mı? Hiç sanmıyorum… Reading, 16 Haziran 2016.
* Burada ABD için belirtilen en gelişmiş sıfatı tartışmaya açıktır; hangi açıdan en gelişmişi vb. ** Anayasanın birinci ek maddesinde yer alan yer alan hak ve özgürlükler kapsamında.