Taking charge of your health has never been so important as it is today.
Canan Karatay kolesterol, kalp sağlığı ve beslenme konularındaki makale ve röportajları, Ahmet Rasim Küçükusta “Biri Bizi Hasta Ediyor, Bir-İki-Üç Tıp, Büyük Kolesterol Yalanları ve diğer bir çok ”, İsmail Hakkı Aydın “Rabbim Beni Dokrorlardan Koru” daha bir çok değerli tıp doktoru profesörlerin kitaplarını okudukça, televizyondaki tartışmaları izledikçe, insanın kendi vücuduna ne kadar iyi bakması gerektiği kafaya dank ediyor. “El elin eşeğini ıslık çalarak ararmış” sözünün ne kadar geçerli olduğunu tekrar tekrar yaşarız yolumuz hastaneye, doktora düşerse. Hastaneler de artık tip tip. Devletin hastanesine gidildiğinde genelde kalabalık, ilgisizlik, ayak üzeri bir-iki dakika muayene ile hemen ilaç yazılır. Özele gidersen daha kapıda, danışmada selamlama sözü SGK’lımısınız, muayene farkı şu kadar, kayıt sırasında alırız, kredi kartına taksit yaparız gibi.
Bu sitede daha önce aktardığım “hasta olmamalı“ yazısı kapsamında çok nadir olarak ziyaret etmeyi tercih ettiğim hastane maceralarım doğal olarak devam ediyor, ölene kadar da devam edecek, galiba. Son maceram da yine kuş gibi kendi ayağımla kapana düşmeye ramak kalan bir olaylar dizisi. Yine bu sitede yazdığım gibi sürekli egzersiz, maraton koşan, vücut kitle endeksi optimum, yediği, içtiğine dikkat eden biri olarak hiç de bir şikayetim olmamasına rağmen doktora kontrol için gitmek zorunda kaldım. Yıl 2014, aylardan Aralık. Nedeni de ABD’deki torunların yanında geçireceğimiz altı aylık dönemde sağlık sorunu yaşamamak için. Elin memleketinde sağlık güvencemizin olmaması nedeniyle önceden kontrol. Hani varsa bir şey gitmeden icabına baktıralım diye.
Uzun mesafe koşular yaptığım ve 2015 Boston’da bir yarı-maratona yazıldığım için eforlu EKG ile kalp ve ayrıca kan değerlerine baktıralım diye, İncek’de bir resmi hastaneye gittik, eşimle birlikte. Önce eforlu için yarım saate yakın koşturdular, sonra da hemen gidip kan verdim. Sonuç: Şeker 129! Kalp doktoru yalandan baktı grafik kağıdı üzerindeki kalp sinyallerine ve bir şey yok dedi. Bu arada ben EKG okumasını internetten öğrenmiştim, az-çok. Sonra dahiliye uzmanına gidildi, diğer kan değerleri için. Uzmanımız hemen yapıştırdı “diabet”. Ailede de var nasıl olsa. İlaç verelim. İstemedim.Çünkü diabet belirtileri olan hiçbir olayı yaşamıyorum. Ne yapacağız? Tabi ki internet. Araştır, araştır, tabi İngilizce sitelerden Nihayet bir kitapta bulduğum ibare “Kan testi hemen öncesi yapılan egzersiz, stress test, yani eforlu, kandaki glucagon seviyesini %20-30 artırır”. Nedir bu glucagon? Glukoz yani şekeri artıran bir salgı. Bunu birkaç doktora da sordum, ancak haberleri yok normal olarak! Sonra bir şey olmamış gibi yolumuza devam ettik.
Bu yıl yine aynı tuzak, usanmadık ya. Yine altı ay Amerika’ya gidilecek, yine aynı hastaneden randevu, yine aynı doktor, yine Aralık. Neden aynı hastane diye sorulacak olursa, güya tanıdık var, ilgi var, özel hastanelere pek güven yok vb. Bu arada ortalıktaki grip salgını nedeniyle ya grip ya bronşit olmuşum 10 gündür enfeksiyon var, sinüzit, öksürük. Doktora filan da gitmedim kendi geçsin diye, hatta koşu egzersizlere de devam ediyorum. Randevuyu iptal edeceğim ama fazla da vakit yok. Doktor lütfen bizi dinledi. İşte Amerika’ya gidiyoruz bir check-up lütfederseniz. Bu arada eşim de doktor beyefendiye benim hasta olduğumu işaret ederek, bir bakar mısınız dedi. Doktor da ben de hastayım, isterseniz göğüs hastalıklarına sevk edeyim dedi. İstemedik. Kan testine gönderdi. Sonrasında kan testi, şeker 131! Bu arada tam kan testindeki diğer değerlere bakıyorum, bir çok test için limitler yanlış yazılmış. Neyse konu dışı diye fazla ayrıntıya girmeyeceğim.
Sevgili uzman doktorumuza gösterdik. Hemen yapıştırdı “Şeker hastası olmuşsunuz”. GlukoForm yazayım isterseniz. Ne kadar meraklı hastalık yapıştırmaya ve ilaç yazmaya. Ne bir şikayetim olup olmadığını sordu, ne spor yapıp yapmadığımı ne başka bir şey. Bir de izah ediyor pankreas yaşlandıkça ensülin salgılamayı azaltır, ailede de şeker var, klasik “Şekere giriş” dersi. Yok teşekkür ederiz dedik ve çıktık. Ne yapacağız? İnternet!!!!
Ne çıktı dersiniz? Öncelikle sadece bir açlık şekeri değerinden diabet tanısı konulamaz. Bu da yine “diabetes mellitus semptomları, teşhis, tedavi giriş ders 1” konusu. Devam ediyor internet doktorum: En az iki kez tekrarlanmalı,belirli aralıklarla, sonra diğer testler yapılmalı, tokluk kan şekeri ve en yenisi de hemoglobinA1c denen uzun dönemli şeker gösterge testi. Daha da vahimi enfeksiyon durumunda açlık kan şekeri 20-30 puan yüksek çıkar. Bunu da öğretti sağ olsun internet doktorum. Bunu bir uzman dahiliye doktorunun bilmemesi garip. Grip olduğumuzu görüyor, hatta söyledik.
En iyi bilinen bir laboratuvarı aradım, sordum. Aldığım cevap: “Biz grip ya da başka enfeksiyon durumlarında böyle testleri erteleriz”. Tamam dedim doktor işe karıştırmadan test yaptırabilir miyim?Nihayet bugün bu laboratuvarda, yine kendi internet araştırmamdan da öğrendiğim kadarı ile açlık kan şekeri yanında, HemoglobinA1c testi de yaptırdım. Sonuç, normal!! Normal olduğunu da yine internet doktorumdan öğreniyorum, oturduğum yerden, hiç bir ücret ödemeden. Bundan sonrası için yorum yapmıyorum, doktorların ilgi ve bilgi seviyesini genellememek için.
Seneye bakalım daha hangi hastalıkları öğreneceğim, bu tip doktorların sayesinde?
Ankara, 19 Ocak 2016
geçmiş olsun kardeşim [grip için 🙂 ]
bu yaşa kadar kendi doktoru olan birisi için başka doktora ne hacet boşver insan kendini bilir bol bol nar ye limonu eksik etme
ee zaten sporunu yapıyorsun
hayırlı yolculuklar
torunlar seni kendine getirir :-)))
öpüyorum
Doktorlara her zaman ihtiyacımız var, ancak ilgili ve bilgili olanlara, diye düşünüyorum.
Burada tabi akla gelecek soru, diğer insanlarımız farklı mı? Tabi ki benzer seviyede olacak, her meslekte her kademede insanlarımız. Ancak kişinin diğer konulara girebilmesi, ilgilenebilmesi için öncelikle varlığını sürdürüyor olması, sağlıklı olması gerekli. Bu nedenle belki doktorlar ilk saflarda hedef oluyorlar eleştirilerimize.
Sana, bana, ailemize, çocuklara bakan ve iyileştiren fedakar ve insan sevgisi olan, ettiği yemini hatırlayan çalışkan, bilgili ve ilgili doktorlara da şükranlarımızı sunmamız gerekir…
Genel olarak hepimiz doktorlardan bir şekilde şikayetçiyiz. Kimimiz muamelelerinden kimimiz sizde olduğu gibi teşhis ve tedaviden. Elbette hepimizin bir şekilde tecrübeleri sabit. Traji komik mi dersiniz, dehşet verici mi derseniz bilemem ama bildiğim her insanın doktoru öncelikle kendisi. Sadece biraz ilgi ve araştırma ile fikir sahibi olunabilir bilinçli olmak kaydıyla. Bilinçli diyorum çünkü internet doktorları vasıtasıyla hayatlarını karartan insanlar tanıyorum.
Saygılarımla
Türkiye de doktor para kazanma aracı dolayısı ile hasta tedavisi için var yani para kazanmak koruyucu hekimlik ise ücretsiz bu nedenle doktorlar hasta olmamak için tedbir almaya karşılar yani hasta yok para yok doktor aç hasta yoksa doktor dua eder bir hasta gelsin diye burası Türkiye
Cengiz kardeşim her zaman ki gibi tam da sana yakışacak gibi incelemişsin ve de harika kaleme almışsın… buna benzer olaylar eminim hepimizin başına geliyor ama senin gibi int den incelecek durumda olanlar çok azız biz.
Maalesef Türk insanın büyük bir bölümü, yani iktidarı destekleyenler ise bu hükümet Devlet hastanelerini çok iyi duruma getirdi diye övenler var..!
Selamlar. Sıtkı Çakır