Tütün bağımlılığı nedir?
Sigara dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunudur ve yüksek oranda nikotin içerdiği için bağımlılık yapma potansiyeline sahiptir. Sigara, nargile, pipo içme veya dumanının solunması zamanla kişide psikolojik ve fiziksel bağımlılık oluşturur. Tütün ürünlerinde 4000’den fazla kimyasal madde bulunmaktadır. Esas bağımlılık yapan madde nikotindir. Koklanarak burundan çekilen ya da çiğnenen dumansız tütünler de nikotin kadar yüksek düzeyde zehir içermektedir1.
Dünya ve Türkiye’de sigara bağımlılığı
Kullanıcılarının yarısını sadece sigara kullandığı için öldüren yegane ürün. Her yıl 7 milyon kişi yaşamını sigaraya tercih ediyor; bunların 6 milyonu direkt içenler, kalan bir milyon sigara içenlerin yanında dumanına ve nikotinine maruz bırakılan çaresizler. Dünyada 1.1 milyar sigara bağımlısını %80’i düşük ve orta gelir grubu ülkelerinde yaşıyor, hem para yok hem de olanı kendini ve etrafını zehirlemeye harcıyor.
Bize ne elden dersek, ülkem figürü: 2018 rakamlarına göre Türkiye’de yaklaşık 17 milyon kişinin (%22) sigara tükettiği ve bu sayının giderek arttığı belirtildi. Ülkemizde her 10 erkeğinin 6’sı, her 10 kadının 3’ü sigara içiyor. 10-15 yaş arası çocuklarda da sigara içme oranı yüzde 30’lar düzeyinde. Erkeklerin yüzde 60’ı, kadınların yüzde 20’si sigara içiyor. Diğer bir ironi ise sigara ile mücadelede topluma model oluşturması gereken sağlık çalışanları arasındaki sigara içme oranı genel popülasyona yakın, hatta yüksektir2. Son 10 yılda havaya savrulan sigaraya 150 milyar dolar harcanmış, kişi başı 2.000 dolar.
Yol açtığı sağlık sorunları o kadar çok ki, bu makalede sıralamaya çalıştım, ancak bir kitap cildi ortaya çıktı. Kısaca her türlü kanser, kalp ve damar, diyabet, damar tıkanıklığı sonucu el ayak kesilmesi, felç, diş hasarı, koku, kemik erimesi, göz katarakt, körlük……………………………………………………………………………………….
Bunlar herkesin bildiği ağızlarda sakız olmuş, sigara paketlerinde boş yere zararları konulmuş, TV ve diğer yayınlarda sürekli halk sağlığı diyerek caydırıcı reklamları yapılan fakat her nedense sigara içenlerin üzerine hiç alınmadığı konular. Ömrümde hiç içmediğim için bu mantaliteyi anlamam mümkün değil. Sorduğumda “aman içen de ölecek içmeyen de” ya da ” Dedem her gün 2 paket içerdi 100 yaşını geçti”, “Hiç sigara içmiyordu, kanser oldu” gibi beylik yanıtlar genelde gelir.
Bu konuda fazla polemiğe gerek olmadığını düşünüyorum: Sigara içmenin sağlığa, çevreye, cebe, ülkeye, insanlığa zararlı olduğu bilimsel olarak ispat edilmiş ve kimsenin itiraz edemediği bir olgudur.
Kanada British Columbia Üniversitesi tarafından Kanada’nın farklı 21 bölgesinde 168 sigara tiryakisi ile yapılan ve 2017 yılında yayınlanan bir Run to Quit-Sigarayı bırakmak için Koş temalı araştırmada3 erişilen sonuçlara göre: 10-haftalık grup çalışmaları sonucu fiziki aktivitelerin sigarayı bırakmaya ya da azaltmaya yardımcı olduğu, 6-aylık bir izleme sonrası bu tiryakilerden %19.6 sının sigarayı bıraktığı, %20.8 ‘inin haftada 3 kez düzenli koşuya devam ettiği görülmüş.
Bizde sigara bırakma yandaki şekil gibi algılanırken Kanadalılar bu işe kafayı takmış. Kanada Kanser Derneği tarafından düzenlenen “Walk or Run to Quit” programı tiryakilere sigara bırakmada yardımcı olmakta. On haftalık bir programla katılımcılar, tabi bunlar tiryakiler, adım adım 5 Km ve ötesi yürüyüş ve koşuya alıştırılarak sigara alışkanlıklarından vazgeçmeye eğitilmekteler, kanser önleme adına.
Londra St. George’s Üniversitesinde Dr. Alexis Bailey tarafından yapılan ve British Journal of Pharmacology’de yayınlanan bir araştırma egzersiz ve koşmanın sigarayı bırakma sırasında ortaya çıkan sorunları azaltarak sigara bırakmaya yardımcı olduğunu desteklemekte.
Halihazırda koştuğu halde sigara içen kişiler de mevcut, ancak bunların sayısı koşan fakat sigara içmeyenlere göre çok az. Bu grubun psikolojisi nasılsa koşarak sigaranın kötü etkilerini atıyorum, hem koşarım hem de sigara içme zevkini bırakmama olabilir. Sigara içtiği halde 3:18 derece ile maraton koştuğunu utanarak söyleyen kişinin 2:59 ( Maratonu 3 saatin altında koşabilmek ayrı bir sınıf, rütbedir, koşucu dünyasında) yapamama nedeni sigara olduğunu söylüyor uzmanlar.
Sigara tiryakilerinin önce sigarayı bırakıp sonra koşacak diye bir şart yok. Sigara içerken de koşuya başlanabilir. Her birey farklı psikolojik ve vücut yapısına, iradeye, beklentilere sahip. İlla ki bu şekilde olur diye bir yöntem dayatmaya da gerek yok. Niyeti olan ya da belki bu yazıdan ilham alıp heveslenen bir bağımlı bir şort-atletle, mevcut ayakkabısını bağlayıp ilk adımı atarsa arkası gelir. Belirli bir süre sonra koşmanın getirdiği zevk, kendini yenileme, belki de katılınacak yarışlardaki hırs sigarayı bırakmaya en fazla etkiyi yapabilir.
Diğer taraftan koşu sadece sigara tiryakileri için değil, potansiyel sigara içicisi gençler için de daha baştan dikkat ve emeklerini koşu ya yönlendirerek olaya daha baştan çözüm getirebilir.
Koşu ile sigara bıraktırmanın diğer sigara bıraktırma çabaları, yöntemler ve taktiklerine karşı bir diğer üstünlüğü de sigara bıraktıktan sonra aşırı kilo alıyorum söylemine de çare olması. Sigara bırakmanın getirdiği boşluğu dolduracak şekilde yemeye yönelmenin yerine koşma iki şekilde faydalı, hem zaman genelde açık havada ve farklı gruplarla geçirilecek hem de alınacak kalorilere karşı daha baştan bunları harcayacak bir vasıta bulunması.
Sigara tiryakilerine son bir sözüm bir aylık sigara parasına çekin en iyi spor ayakkabısını ve atın ilk adımı koşmaya, yürümeye… Ankara 27 Mayıs 2018
1 Yeşilay Sigara ve Türün Bağımlılığı
2 Sağlık çalışanları ve sigara, Önder Öztürk, SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi, Cilt 16, Sayı 4 (2009)
3 Run to Quit: An evaluation of a scalable physical activity-based smoking cessation intervention, Carly S.Priebea, JohnAtkinson, GuyFaulknera, Mental Health and Physical Activity- Volume 13, October 2017, Pages 15-21