Hep uzun mesafe bir koşu hayal ederdim. Bunun için memleketim olan Karabük’e 34 km uzaklıkta Mermer denilen yere kadar bir vasıta ile gidip, koşarak dönmeyi düşünürdüm. Bunun nedeni belki de 14 yaşında Deniz Lisesinden izne gelirken bu nokta artık eve geldiğimin habercisi olduğu için mi yoksa bu noktadan 16 km sonrası Türkiye’nin ilk tünellerinden birinden geçtiği için mi bilemiyorum.Ancak yaş altmışa yaklaştıkça bunun sadece bir hayal olarak kalacağından korkmakta idim. Ta ki bir sıkıntı sonrası verdiğim 7-8 kilo ve sonrası koşmaya başlayıncaya kadar. Daha önceleri de koşardım, top oynardım, uzun mesafe yüzer bazen, tenise giderdim. Ancak bu kadar mesafe hep bir hayal olarak görünürdü. Spora başladığımız Deniz Lisesinde branşlar tamamen rastgele ve adet yerini bulsun diye seçilirdi. Bu dönemde bu kadar spor olanağı ile dolu tertemiz Heybeli havasında maalesef piyadecilik kadar önem verilmeyen ve hiçbir kabiliyet testi yapılmadan zorla başlatılan spordan ancak bu kadar hayır gelirdi.
İlerleyen yaşlarda, bir arkadaşımın sürekli teşvik ve örnek teşkil eden e-iletilerinden ve kilo vermiş olmanın avantajı ile ilk 10 km Büyük Atatürk koşusunu yaptığımda bu işten zevk alınabildiğini öğrendim. Daha sonra yarı-maratonlara başladım: Kızılcahamam, Tarsus, Haliç, Eskişehir derken, torunlar için gittiğim Boston’da ki Memorial yarı-maratonundan sonra Avrupa ya da Amerika’da bir maratonun hayatta yapılması gerekenlerden biri olduğuna karar verdim. Ancak bunun için en az bir kere yurtiçinde maraton koşmanın gerekli olduğunu düşündüğümden ve fazla düşünerek kaybedecek zamanımda olmadığını değerlendiridiğimden, bir hedefe erişmenin en kestirme yolunun o olaya başlamak olduğunu bu yaşıma kadar öğrendiğimden, Boston’da iken, 2014 yılında 15 km koşusuna katıldığım 2015 AVRASYA koşularında maratona kayıt oldum.
Türkiye dönüş sonrası, Ramazanın da sona ermesi ile kalan 4 aylık dönemde iyi bir antrenman programı haftada en az 60 ve bir kerede 30-35 km uzun yapmam gerekiyor. Hedef olarak dört saat altında bir dereceyi gözüme kestirdiğimden, çünkü en son Boston yarıdaki 1:45’lik dereceye göre 3:45 civarında bir maraton hedefi önerilmekte, hızdan fazla dayanıklılık sağlamam için her hafta 42 km dörtte üçünü bir kez koşarak kendimi hazırlamam gerektiğini internet ve koşu dergilerinden öğreniyorum. Genelde altı aylık bir hazırlık dönemi önerilmesine rağmen, önümde dört ayıdan az bir süre kaldığından, 15 Kasıma, buna göre biraz daha yoğun çalışmam gerekecek. Uzun koşuları Eymir etrafında üç tur olarak yapmayı planlıyorum, haftada bir kez. Diğer antrenmanları oturduğum sitenin 1.200 metrelik parkurunda yapacağım. Bisiklete de binebilirim ve okuduğum kadarı ile çok faydalı da olabilir, ancak bölgede, Ankara’da hatta ülkemizde gerek bisiklet yolu bulunmaması gerekse her nedense bisiklete binen birini gören araba sürücülerinin kırmızı görmüş boğalar gibi, kasti olarak araçlarını bisiklet ve tabi olarak da bisiklet sürücüsü üzerine sürmesi nedeniyle fazla riskli bulduğumdan sanırım bu çalışmayı es geçmek zorunda kalacağım. Belki arada yüzerim, nefes ve cross-training olarak.
İyi bir hazırlık ve yarış stratejisi sonrası, bir sakatlık ya da başka bir mani çıkmadığı taktirde, umarım duvara çarpmadan altmış yaşımda ilk maratonumu geçerek bir hayalimi daha gerçeğe çevirmiş olurum. Daha sonra mı ne yapacağım? Öncelikle AVRASYA bitirdikten sonra yurt dışında meşhur bir maratona katılacağım. Ankara, 16 Temmuz 2015