60-100…Koşmanın Yaşı Yok

RUNNER’S WORLD  YAZ 2015 SAYI:5;
dergideki yazı pdf için: RW_Kosmanıin_Yasi_Yok4“Geç olması, hiç olmamasından iyidir” felsefesini hayatına yansıtan 60 yaşındaki Cengiz Yardibi, Vodafone İstanbul Maratonu’nda yarışacak.
YAZI: UĞUR MUTLU

RW_2pGERÇEK BİR KOŞU TUTKUNUYLA tanışmaya hazırolun. Cengiz Yardibi, bugüne kadar birçok meslekle haşır neşir oldu. Pek çok farklı spor dalını deneyimledi. Üç farklı lisans programı bitirdi ve şimdi, Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nde İşletme üzerine doktorasını yapıyor. 60 yaşındaki Yardibi’nin bize ilham veren son icraatı ise, 15 Kasım’da Vodafone İstanbul Maratonu’nda yarışmaya hazırlanması. Üstelik doktorların kendisine defalarca “koşma, yürü” demesine rağmen.

İlk olarak, 2013 yılında maratoncu bir arkadaşının Ankara’da düzenlenen Gazi Koşusu’na katılma teklifiyle yarış serüvenine başlayan Yardibi, aslında sporla her zaman iç içeydi. Bugüne kadar futbol, tenis, yüzme ve güreş gibi sporlarla uğraşan Yardibi, “Yaş ilerledikçe sakatlık riskleri de artmaya başladı ve ben de sağlığımı korumak için koşuya yöneldim” diyor. İlk etapta 3,daha sonra 5, ardından 8 kilometre koşmaya başlayan Yardibi için bu spor bir anda vazgeçilmez bir tutkuya dönüştü.

Gazi Koşusu’nun ardından hızını alamayan Yardibi, 2013’ten bu yana sekiz farklı yarı maratona katıldı. Kısa sürede büyük yol kat eden Yardibi’nin zirveye çıkışı ise kasım ayında olacak. Hayatında ilk kez tam maratona katılacak olan Yardibi, bu sporu ömrünün yettiği kadar yapmayı planlıyor. Tabii maratonlara katılmaya devam edecek.

Yaşına karşın sergilediği etkili performan- sın yanında, rernkli hayatıyla da dikkat çeken Yardibi, Ankara’da yaşadığı yıllar boyunca 450 dairelik sitede koşan tek kişiydi. “Meglio Tardi Che Mai”, yani “Geç olması, hiç olmamasından iyidir” felsefesini benimseyen koşucu; 100 yaşındaki Hintli maratoncu Fauja Singh’i ve 80 yaşından sonra maraton koşan Safder Kartoğlu’nu da bu felsefenin en somut örnekleri olarak gösteriyor.

ODTÜ Kampüsü’nde yer alan Eymir Gölü’nün çevresinde koşmayı hiçbir şeye değişmeyen Yardibi’ne, başlarda birçok kişi karşı çıkmış, eşi de dahil. Koşuya yeni başladığında, doktorların kendisine sürekli olarak koşmayıp yürümesi yönünde uyardığını belirten Yardibi, koşarak hayatının seyrini nasıl değiştirdiğini şöyle anlatıyor: “Bana sürekli yanlış teşhis koyuluyordu. Koşu sporunu hep kötü gösterdiler. Apandisit dahil birçok teşhisimi kendim koydum. Daha sonra ABD’de başka bir doktora gittiğimde, kan tahlilime bakar bakmaz bana “ Koşucu musun?” dye sordu. Meğer iyi kolesterol olarak bilinen HDL değerim koşu sayesinde 69’a kadar çıkmış. Önceden 40’ın üzerine çıkmıyordu. Koşu ile sağlıklı yaşlanıyorum. Üstelik bana karşı çıkan eşim de koşmaya başladı. “Nabız aralığı da 70-75’ten 50-60 değerlerine düşen Yardibi, bunun bile mutluluk vermeye yettiğini söylüyor. Sağlığını korumak için koşmaya devam etse de, zamanla gerçek bir tutkuya dönüşmüş. Koşarken huzur buluyor, daha önce gitmediği yerleri koşarak tanıyor ve koşu sayesinde yeni insanlarla tanışıyor. Hayatındaki bir çok sorunu koşarken ürettiği fikirlerle çözdüğünü söylüyor. Üstelik koşmak için ekstra motivasyona da ihtiyaç duymuyor. “Biraz inatçı biriyim, her sabah mutlaka 07.00’de kalkıyorum ve koşuyorum” diyor.

“Koşmak hayatımı tamamen değiştirdi. 58 yaşından sonra büyük mutluluk yaşıyorum.”

Geçtiğimiz mayıs ayında Boston’s Run to Remember Yarı Maratonu’nda koşan Yardibi, altı ay önceden şehre gidip, kışın karlar altında antrenman yaptığı günleri şöyle anlatıyor:“Altı aylık hazırlık dönemin- de, şehirde girmediğim sokak kalmadı. Koşarak 80 kilodan 70 kiloya indim. Daha önce master yaparken de okula biskletle gelip giderdim. Spor her zaman benimleydi. İnsanın biraz da içinde olması gerekiyor. Hazırlıklar esnasında şiddetli kar yağışlarıvardı ve ocak ayında kar kalınlığı 2,5 metreyi geçti. Kaldırımlardan koşuyordum ve insanlar bana yol veriyordu.”      Yardibi’yi bugüne kadar en çok zorlayan yarış ise ODTÜ Trail Run olmuş: “ 1300 metre kadar tırmanış içeriyordu. Koşarken bırakmanın eşiğine geldiğim tek yarış oydu. Gerçekten zorlayıcı bir parkurdu. Yokuşları durarak çıkan birçok kişi vardı. İlk yarı maratonum olan Kızılcahamam’da da biraz zorlanmıştım. İlk yarış tecrübemdi ve sürekli kendime ‘nerede bu bitiş çizgisi’ diye sormuştum.  Deneyimsizlikten dolayı bileğimde saat bile yoktu. Şimdi ise ekipmanlarla koşuyorum. Böyle şeyler tecrübe kazandıkça oluyor.“

“Geç olması, hiç olmamasından iyidir” felsefesini benimseyen 60 yaşındaki Cengiz Yardibi, kasım ayında hayatının ilk maratonunu koşacak.

Belirli bir yaştan sonra da, aktif bir yaşamın mümkün olduğunu gösteren iyi bir örnek ve bundan dolayı hayli mutlu:”Bir yaştan sonra yapılabilecek en mantıklı şeylerden biri koşmak. Çünkü yaşamınızı kaliteli bir şekilde sürdürebilmeniz için sağlıklı olmanız şart. Haruki Murakami’nin ‘Koşmasaydım Yazamazdım’ kitabında dediği gibi; yazabilmek için bile vücudunu- zu sağlam tutmanız lazım. 30 yaşlarında genç bir adam kaç kilometre koştuğunu sordum. 2 kilometre olduğunu söyledi. Benim 42 kilometre koştuğumu duyunca ise hayretler içinde kaldı. İtiraf edeyim bu durum insana mutluluk veriyor.” Elbette bu performansı doğru şekilde beslemek gerekiyor:“Sabah koşmadan önce bir adet muz yiyorum. Sıvı ihtiyacım içinse bir miktar su tüketiyorum. Koştuktan sonra eve gelince kuvvetli bir kahvaltı yapıyorum. Elimden geldiğince yumurta, et, balık tüketiyorum. Karbonhidrat ihtiyacımı ise çoğu zaman makarna ile karşılıyorum. Ara öğünlerdeki tercihim ise badem. “ Yarış döneminde nispeten farklı bir beslenme programına giriyor:” Yarışlardan üç gün önce, karbonhidrat depolamaya başlıyorum. Makarnanın yanında bal ve peynir tüketiyorum. Son yemeğimi yarıştan üç saat önce yiyorum. Zaten pek fazla acıkan bir değilim. Ramazan ayında bile iftardan bir saat önce çıkıp koşardım. Orucumu ise koşu bittikten sonra açardım.”

İlk maratonuna kısa bir süre kalan Yardibi, yaşam tarzıyla yeni nesillere ilham kaynağı olmaya kararlı:”Sokaklarda göbekli çocuklar gördüğümde moralim bozuluyor. Tez aşamasındaki doktoramı bitirip öğretim üyesi olduktan sonra kendimi daha iyi duyurmak istiyorum. Ülkemizde sporun gelişmemesi benim kanayan yaram ve insanlara örnek olmak istiyorum. Amacım 80 yaşında bile koşmak. Herkes sağlığı için koşsun!””RW