60 sonrası diz sağlığı

peter-skins-his-knee-family-guyZaman zaman gençlerde de rastlanmasına rağmen insan eskidikçe vücut parçaları da yıpranıyor haliyle. Bunlardan bazıları vücut tarafından doğal olarak, bazıları ilaç bazıları da yedek parça değişimi ya da ilave parça eklenmesi (gözlük, işitme cihazı, baston vb) ile bir süre daha görevini yapmaya çalışıyor.

Bunlardan biri de destek ve hareket sisteminin önemli bir parçası olan diz ve buna bağlı çalışan diz kapağı, kıkırdaktır (cartilage). Kıkırdak yediğimiz besinlere göre kendini yeniler. Diz kıkırdağında etkili olan en yaygın diğer faktörlerden biri de son zamanlarda iyi tanınan, 40 yaşının üzerindeki neredeyse herkesi etkileyen kireçlenme imiş. Kıkırdakla ilgili sorun yaşaması muhtemel diğer ilgili gruplar, düşme sonucu oluşan kıkırdak yaralanmalarına maruz kişiler ve sporcular, özellikle de uzun mesafe koşucuları olarak gösterilmektedir. Bu yüzden, yeterli ve uygun beslenme kıkırdak dokusunun hızlı yenilenebilmesi için gereklidir. Hızlı kıkırdak yenilenmesi için en önemli amino asitlerden biri lisindir. Lisin, kalsiyum emiliminden ve zarar görmüş bölgeyi onaran kolajen (kıkırdak tutkalı) üretiminden sorumludur. Lisin içeren bazı besinler: bakliyat, balık, jelatin(paça), zencefil, halis zeytinyağı vb olarak bir çok sitede ve kitapta verilmektedir.

Bunun yanında yıllık satışları milyar dolarlarla ifade edilen, ilaç olmayan fakat destek sağlayıcı ürün olarak her yerde satılabilen glucosamine, chiondrit, MSM  gibi ürünler özellikle sporcular tarafından yakından takip edilmektedir. Bu ürünler farklı şekillerde, günde 1 adet (one-a-day) yada iki adet hap ya da toz şeklinde pazarlanmakta ve artirit ağrısı çeken ya da kıkırdağı güçlendirmek isteyenler için ayrı bir seçenek olarak sunulmaktadır.

Nedir bunlar? Bunlar iltihaplanmaya karşı (anti-inflammatories) bir ürün değildir, fakat insanlar diz ya da başka eklem iltihabına maruz kalma durumunda kullanırlar ve iyi geldiğini söylerler. Bunlar performans artırıcı değildir, fakat atlet ve vücut geliştiriciler performanslarını geliştirici ilaçlar yerine bunları kullanırlar. Bütün bu tip maddeler “yiyecek-benzeri” fakat yiyecek değil, vitamin değil, ancak alınmasında sakınca olmayan ve bir şekilde bir yerlere faydalı olacağı sanılan maddelerdir (*).  Yaptığım literatür araştırmasına bağlı olarak aşağıdaki gruplama ortaya çıktı:

  • Ciddi tıbbi kuruluş ve araştırmalar, geyik olduğunu söylüyorlar. Placebo denen hiçbir etkisi olmayan ilaç süsü verilen malzeme, ile bu tip aktar ürünlerini alanların belirli bir süre sonra karşılaştırmalarında fark olmadığını, placebo (içi boş ilaç) alanların Glucosamine ya da Chondrotin aldığını zannederek , ilacın kendilerini iyileştirdiğini belirttikleri, MR ve röntgen sonuçlarından farklı bir sonuç göremedikleri,
  • Yine bir çok ciddi kuruluş tarafından, ki bunlar genelde Amerikanın meşhur hastaneleri web siteleri, yazılarında ise daha önce bahsettiğim gibi önemli zararlardan bahsediliyor, yan etkilerden bahsediliyor. Burada astım, gastrit-ülser, böbrek sorunu, deri ile ilgili sorun, ya da potasyum alması istenmeyen kişilerin dikkatli kullanması, katarakt ve göz kuruluğu riskini arttırıyor ki, bizim yaşlarda katarakt önemli bir konu, kanama riskini artırıyor, tansiyonu artırma riski var, kan şekeri düzeyini olumsuz etkiliyor, karaciğerde hasar meydana getirebiliyor, sırt ve boyun ağrılarına neden olabiliyor, mide yanması gaz, ağız kuruluğu, LDL artırıyor…Bu liste uzayıp gidiyor. Tabi ki bunların hepsini bir kişinin yaşaması diye bir şey söz konusu değil. Herkesin yapısına göre bunlardan bir ya da bir kaçı etkili olabiliyor.
  • Bazı yazılarda ise, kimilerine iyi gelebildiği, fakat genel olarak bir katkı sağlamadığı, bu nedenle 1-2 ay denenip iyi geldiğini hissedersen kullan diyor. Bur da ne “şiş yansın ne kebap” felsefesi kokuyor. Ancak benim değerlendirmeme göre bu durum şundan kaynaklanıyor olabilir: Kanserde bile ilaç bile kullanmasan belirli bir yüzde iyileşebiliyor, yüzde 3-5. Bunlarda ya vücut direnci bir sebeple artıyor, psikolojik, hava değişimi ya da başka bir olay ya da genetik olarak güçlü olabiliyorlar. Bu arada örneğin bir hocaya üfletti ise “vay hoca iyileştirdi” ya da tesadüfen affedersin eşek sütü içti ise, eşek sütü şu hastalığa iyi geliyor babında dedikodu yayılıyor.
  • Bazı yazılar ki bunlar çok az, araştırmalarda fayda elde edildiği yazılmış, ya da bunları kullananlar sorunlarına iyi geldiğini belirtmişler.

Önemli bir diğer konu da başka bir ilaç kullanıyorsan bir nedenle, kesinlikle birbirini olumsuz etkileme söz konusu.

Bir de geyik forumlar var, “bu hap Ayşe Teyze sırt ağrısına  iyi gelmiş, sen de dizin için kullanabilirsin” babında.

Bu nedenle kesinlikle doktor, ama burada bahsettiğim DOKTOR, eğer bu alanda iyi, ilgili ve bilgili  bir tanıdığın varsa, kontrolü ve tavsiyesinde, belki denenebilir, paran bolsa. Çünkü eğer dizde bir problem varsa etkisi için en az 3 ay kullanmak gerekiyor, etkisini görmek için(**).  

Bana sorarsanız  verilecek  her kilo on kutu bu aktar malzemelerinden daha faydalı. Gerçekten  kilo da dizlere binen yükü çok fazla artırmakta. Bunu hiçbir ilaç, şimdilik engelleyemiyor.

Artı yiyecekler, halis zeytinyağı, zerdeçal, balık, paça fayda sağlayabilir. Ancak bunları yemekten önce mi sonra mı yiyeceğim diye sormazsınız umarım.

Koşmak diz kıkırdağı kalınlaştırarak olumlu katkıda bulunuyor. Benim son yazdığım yazıda bu konuya işaret edilmekte. Ancak fazladan her kilo 3-5 kat fazla kilo olarak dizlere vuruyor. Bu nedenle öncelik:

  1. Kilo vermek
  2. Ayakkabı seçimi
  3. Doğru zeminde koşmak
  4. Yiyecek seçimi
  5. Belki bunların hepsinin sonunda denemek için bu ilaçlar o da fazla paran var da harcayamıyorsun, bari bu da kalmasın denirse,

Homo-sapiens türü, çalışmadan ve özellikle bir anda sorun çözecek mucizelere fazla alıştırılmış gibi, tabi derecesi farklı kültürlerde farklı seviyede olmak üzere. Bunların başında hurafelere dayalı davranışlar, sonra bir hapla zayıflama umutları, en az eforla en fazla sonuç alma gelmekte. Hatta insanlar mevcut yapısını değiştirecek operasyonlarla, mide kelepçe, yağ aldırma, her türlü riski göze alabiliyorlar. Ancak; çözümler hep uzun vadeli, sabır ve çalışma gerektiren cinsten olursa kalıcı olabiliyor, maalesef.

(*)https://www.painscience.com/articles/supplements-for-pain.php (**)http://www.arthritis.org/living-with-arthritis/treatments/natural/supplements-herbs/glucosamine-chondroitin-osteoarthritis.php

Not: Buradaki bilgiler tıbbi bir araştırma ya da tedavi amaçlı değil sadece literatür taraması sonucu elde edilen bilgilerden oluşturulmuştur.  Reading, 30 Mart 2016

Bir yer hayal edin, düşünü kurun!

flapping_wingslilliput_panaromatüm evlerin en az bir cephesinin ormana baktığı…

tüm evlerin mimarisi farklı, her biri güzellik abidesi, bir zamanlar “lilliput evleri” diye taştan çok güzel maket evler vardı,onların gerçek boyutlarda inşa edilmiş olduğu, hepsinin hikayesi olduğunu hayal edin…

bu evlerden mutlaka ya bir prens ya bir prenses çıkmasını beklerken, bizim gibi alelade, işçi, memur, çocuk, yaşlı-genç, bekar-evli birinin çıkarak arabasına bindiğini ve sizi görünce mutlaka selam verdiğini… Okumaya devam et “Bir yer hayal edin, düşünü kurun!”

60 sonrası-taking charge of your health_4

Taking charge of your health has never been so important as it is today.
misdiagnosedCanan Karatay kolesterol, kalp sağlığı ve beslenme konularındaki makale ve röportajları, Ahmet Rasim Küçükusta “Biri Bizi Hasta Ediyor, Bir-İki-Üç Tıp, Büyük Kolesterol Yalanları ve diğer bir çok ”, İsmail Hakkı Aydın “Rabbim Beni Dokrorlardan Koru” daha bir çok değerli tıp doktoru profesörlerin kitaplarını okudukça, televizyondaki tartışmaları izledikçe, insanın kendi vücuduna ne kadar iyi bakması gerektiği kafaya dank ediyor. “El elin eşeğini ıslık çalarak ararmış” sözünün ne kadar geçerli olduğunu tekrar tekrar yaşarız yolumuz hastaneye, doktora düşerse. Hastaneler de artık tip tip. Devletin hastanesine gidildiğinde genelde kalabalık, ilgisizlik, ayak üzeri bir-iki dakika muayene ile hemen ilaç yazılır. Özele gidersen daha kapıda, danışmada selamlama sözü SGK’lımısınız, muayene farkı şu kadar, kayıt sırasında alırız, kredi kartına taksit yaparız gibi. Okumaya devam et “60 sonrası-taking charge of your health_4”

taking charge of your health_3

Herhangi bir sağlık sorunu ortaya çıktığında ya da daha bilinçli sayılan kesim için hastalanmadan önce periyodik ya da rastgele kontrol için bir sağlık kuruluşuna başvurulacağı zaman, kendimiz, çevremiz ya da aile hekimi tarafından konunun uzmanına gideriz. Bu tüm homo-sapiens ırkı için geçerlidir. Hatta hayvanlar için bile veterinerlikte uzmanlık alanları (Biyokimya, Mikrobiyoloji, Patoloji, Besin Hijyeni, Klinik,Cerrahi, Doğum, vb.) vardır.excercise-running-healthy-lifestyle

Şimdi size aşağıdaki tüm konulara çare olabilecek tek bir kaynak vardır, bu kaynak maliyeti sıfıra yakın, bekleme, gün alma, ameliyat, ilaç gibi eziyetleri yok dersem!!!
Okumaya devam et “taking charge of your health_3”

Bu Çocuklar da en az 80 Yaşa Kadar Yaşamalı

losevDeğerli bağışçımız,
Vekaleten kurban bağışlarınızla Vakfımıza kayıtlı 17.000’in üzerinde lösemili çocuklarımız, kanser hastalarımız ve ailelerine 12 ay boyunca taze et ve et ürünleri iletilecektir. Hastalarımıza maddi, ayni ve sosyal desteklerimiz de aralıksız devam etmektedir.
Her yıl, 200.000 e yakın kişiye kanser tanısı konulan ülkemizde, LÖSEV Lösemili Çocuklar Vakfı, 17 senedir toplumsal ve kalıcı hizmetler yaratmaktadır.

Bugüne kadar lösemili çocuklarımız ve kanser hastalarımız için hayata geçirdiğimiz Lösemili Çocuklar Hastanesi LÖSANTE, Lösemili Çocuklar Okulu ve Köyümüzden sonra Ankara’da kurduğumuz LÖSEV Onkoloji Kenti de sizin eserinizdir. Siz değerli bağışçılarımızın destekleri olmadan bunları başarmamız imkânsızdır.

Yüzlerini güldürdüğünüz tüm lösemili çocuklarımız ve kanser hastalarımız adına teşekkürlerimizi sunarız. Sizler iyi ki varsınız… Saygılarımızla,

LÖSEV Lösemili Çocuklar Vakfı, 0312 447 06 60

100 + yaş Japonlara kalmış…

Japonya’da her yıl Eylül ayı üçüncü Pazartesi günü “Yaşlılara Saygı Günü-Keiro no Hi”, olarak milli tatil. Japonya 65 yaş üzeri en fazla insanın bulunduğu, 80 yaş üzeri Japon sayısının 10 milyonu, 100 yaşı aşanların ise 61.000 olduğu bir ülke. Ayrıca yaşam süresi, kadın ve erkek olarak en yüksek.

Durum böyle olunca, Japonya’dan yaşlılarla ilgili rekor haberlerinin gelmesi doğal. Japonlar başta olmak üzere, 100 yaş üzeri bazıları:

Okumaya devam et “100 + yaş Japonlara kalmış…”

Bebek-Çocuk Odası

hazardous materialAnne-babalara, “çocuğunuza kalıcı zarar vermek  ya da bile bile hasta etmek ister misiniz” diye sorsanız, hepsi dalga mı geçiyorsun diye tepki verirler, ancak, çoğu anne-baba farkında olmadan bu şekilde bir davranış içerisindedirler.

Hepimiz, en kıymetli varlıklarımızın ve geleceğimizin çocuklar olduğunu çok kolaylıkla ve düşünmeden söyleriz. Herkesin yaşamında ve yaşam alanlarında bir çocuk mutlaka vardır, kendi çocuğu olsun, torunu olsun, yeğeni olsun. Evlerdeki çocuk odaları, çocuk mobilyaları, çocuk mamaları hatta oyuncaklar: Hepsinin başında “çocuk, bebek” kelimeleri olsun ya da olmasın, çocuklara uygunluğununa teknik ve eleştirel gözden bakıldığında bazı acı gerçekler ortaya çıkar. Bunun için uzman olmak da gerekmez, azıcık araştırma, çocuk için kriterleri sıralama ve bunların edinilmesi düşünülen nesnede olup olmadığının kontrolü en çabuk ve doğru sonuca ulaştırabilir.

Nedir çocuk, bebek  ortamları, çevre, eşya, oyuncak, giysi, yiyecek de bulunması gerekenler?
Okumaya devam et “Bebek-Çocuk Odası”

GDO

Genetiği Değiştirilmiş Organizma- lar (GDO-GMO),  ilk kez 1973′de bir bakteri yaratılması ile gündeme gelmiş ve özellikle 1990 sonrası genetik alandaki ilerlemeler, genlerin ve bu genlere ait işlevlerin birer birer belirlenmesi sonrası istenen  özelliklerin bir canlıdan kısmi olarak alınarak, diğer bir canlıya çeşitli yöntemlerle aktarılması sonrası ortaya çıkan ve bilim dünyasında “transgenic” canlı olarak adlandırılan  yeni türlere verilen kod veya ad olmuştur. Okumaya devam et “GDO”

HDL_Taking charge of your health_1

Taking charge of your health has never been so important as it is today.

Bu sayfanın içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Sitenin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır. Sadece yaşanmış olayların hikaye edilmesi ve okuyan tarafından tamamen sübjektif olarak algılanması gerekmektedir.

HDL bilmeyen başhekim
Okumaya devam et “HDL_Taking charge of your health_1”