…de ne kazandın? … so what?

2020, bir yılda, yaklaşık 300 saat ve 3.300 kilometre koşmuşum, kayıtlarıma göre. Uç uca eklersek 12.5 tam gün (x24 saat); diğer bir ölçü birimine göre Edirne’den Ardahan’a gidiş geliş (2×1.600 km.)

Peki şimdi biri kalkıp sorsa, bu kadar zaman harcadın, enerji, ayakkabı, su; seni görünce üzerine doğru hızlanan arabalar, başıboş köpeklerden tırsmalar, corona… de ne kazandın?

2020 öncesi en azından koşular olurdu. Bu vesile ile farklı şehirlerde farklı olaylara katılma hem koşu hem gezi farklı idi. Yol durumu, rota inceleme, hedefler belirlenir buna göre çalışmalar yönlendirilirdi. Ultramaratonlar için bu hazırlık çok daha gerekli ve önemli idi; çünkü ortada dağın başında kaybolma, sakatlık gibi riskler de vardı, Erciyes Skytrail 14 saatte tamamlandığı için.

Bir yıllık orta-üst zorluk derecesi bir koşu ve 3.000 + km koşu sonrası kemik yoğunluğu ve sağlığı gelişmiş olmalı. Yaşla beraber durgunluğa geçmesi beklenen akıl sağlığı, tersine, gelişmiş ve gelişmeye devam ediyor olmalı. Soğuk algınlığı, aksırık tıksırık gibi basit de olsa rahatsız edici olaylar uzakta kalmış olmalı. Araştırmalar bu tip düzenli ve çoğunluğa göre üst düzey bir program sonrası bağışıklık sisteminin tavan yapmış olması ve başta solunum sistemi olmak üzere diğer yaygın hastalıklara yakalanma riskini azaltmış olmalı. Corona konusunda çok iddialı yazamıyorum, ancak basit mantıkla tavan yapmış ve solunum başta gelişmiş diğer sistemlerle önemli bir direnç avantajı yakalanmış olmalı. Bu sitedeki ana konu olan ve yayınlanmış “Sağlığa Koşu” kitabımda birebir hastalıklarla eşleştirilen koşu faydaları devreye girmiş olmalı.

Koşu ile bağlantılı sağlıklı yeme-içme alışkanlığı. İsteyerek ya da alışkanlık diyelim yemek zamanlama, hacmi, yiyecek seçimi koşuya endeksli hâle geliyor. Uyku düzeni de tamamen koşuya bağlı gibi sanki. Koşmadığım zaman geceleri uyanma sıklığı artıyor.

Felsefi açıdan, üç ile yedi yıl koşu sonrası “koşmak, koşu” kimliğinize sanal olarak eklenen bir unvan olmakta imiş, dr, prof gibi, bu adam “koşucu- runner“; artık iyi yada kötü mana da… Bu seviyeye eriştikten sonra Nirvana’ya barış ve huzura erişilmekte. Bu seviyede artık enerji seviyesi rutini, meditasyon, biyolojik olarak somatik istek, baş başa kalma zamanı için koşmak-koşu gerekli bir davranış biçimi oluyor. (Bu arada koşulara başlamanın yedinci senesinde Nirvana ufukta görünmesi gerekir.)

Bir diğer konuda EpiGenetik olarak mevcut genlerin üzerine işlenen koşu ve beraberinde gelen düzen, sağlık, genleri etkileyip değiştirmekte ve bu özellik, gençler için, gelecek nesillere aktarılabilecek şekilde düzenlemelere yol açıyor insan genomunda.

Bütün bunların üstüne bence, en önemli konu şimdilik en azından önümüzdeki yıl, 2021, için en az 2020 kadar belki de Corona bizi terk etmesi ve yarışların başlaması ile, daha da fazla koşu yapma olanağı ve bu olanak için hazır bir altyapı, mental ve somatik olarak…

Ankara, 01 Ocak 2021

Basic Running Parameters,

Running Speed & Pace

Pace is one of the most commonly tracked statistics among all runners. Pace is the time period for running one-kilometer or mile.  Pace is given in unit of time per unit of distance, whereas speed is distance over time.

In order to calculate speed and pace all by yourself you need 2 formulas:

Speed ( km or mile)/hour  =   distance (km or mile) /time (hour)

Pace (min/km or mile)=   60 min/hour /speed(km or mile)/hour)

Speed ( km or mile)/min    =  60/pace

If you are running with a speed of 10 km/hour then your pace will be 6 min/km (60/10).  Vice versa if your pace is 5 min/km then your speed will be 12 km/hour.

Pace    =  60 / 10 = 6 min/km

Speed =  60 /  5  = 12 km / hour

Keep tracking your average running pace is a great way to monitor your progression and increased fitness while training. Plus, when you reach a new barrier—like the first time you run faster than a 6-minute/km, say 5:50-min/km for example—it allows you to search out new goals in your running journey, transfer the data to computer for further analysis.

Using one of the running watch one can easily see all these parameters instantly or if you run on a 400 meter track you can keep track of your time and calculate your pace and speed accordingly.

But defining an average running pace for all runners can be difficult; your speed varies based on several factors. Before we talk about average running pace, let’s touch on some of the many factors that can affect this statistic.

Cadence

Cadence, or the number of steps runners take per minute, is a data point that’s calculated on many GPS watches, but no one knows quite what to do with it.

For decades now, we’ve been told that 180 steps per minute (SPM) is the ideal cadence for running-a number that legendary running coach Jack Daniels observed after counting the turnover rate of pro distance runners racing in the 1984 Olympics—but newer research has found that cadence rates vary greatly depending on runners’ speed, Middlebrook (2019).

As mentioned, cadence is the number of steps you take in a set amount of time, usually minute.  Running speed naturally is the product of your cadence or stride frequency and your stride length. 

Speed (meter/min)      = cadence (step/min)x stridelength (meter/steps)

Cadence between 170-190 would be perfectly ok for most runners. Your height, weight, leg and stride length and running ability will determine your optimal cadence. Also your training level, beginner to elite runner, determines your cadence and stride length.

Stride length and step length

Runners World June 2020 magazine Mateo (2020) defines stride length as the distance covered between the spot where one foot hits the ground and the next time that same foot hits the ground again.

There are a lot of variables that go into the equation, including your individual biometrics: your overall height, the length of your legs, and running biomechanics like your foot strike, says Erika Lee Sperl, a kinesiologist and high-performance sport consultant based in Los Angeles. “Some of the other variables that determine stride length are body weight, flexibility, and stiffness (or how much the joints of the foot, knee, and hip move during the running gait,” says Maschi. Plus, your stride length can change during a run, Maschi explains. As you go uphill, your steps tend to get shorter, and you take more of them. On the downhill, your steps will open up, and you’ll take fewer of them. When you generate more power, like during a sprint to the finish, your step length, cadence, or both can increase. And the more fatigued you get, the more your step length, cadence, or both usually decreases.

When we talk about the ideal cadence for runners, it is around 180 (+/- 10); increasing cadence will reduce loading on the knees, hips and lower back. Lower cadence are more likely to increase braking forces at foot strike, increase the heel striking angle, the vertical loading rate of the ground reaction force, etc.,  according to the literature review to date.

If done correctly, music can actually help runners with pacing while training. In a study published in PLoS One, runners performed better when the beat of the music matched their cadence than when they ran without music ( Grater, 2020). You may find and listen music or even metronom at any bpm on internet music and video sites.

Step length is the distance between the heel contact point of one foot and that of the other foot,

Stride length is the distance between the successive heel contact points of the same foot (Supakkul, 2017).

Normally, stride length = 2 x step length.

So Running speed = cadence x stride length/2.

But this might change according to the running watch perception and technologies

In running literature step frequency is the cadence and step length as stride length. If you take 180 step in a minute and average length of each step, left or right within this period is 1 meter than your distance covered in one minute will be :

Distance=180 step x 1 meter/step=180 meter

Your pace=  1.000/180  =5,55 min/km

And your speed =  ( 60)/5,55 = 10,8 km/hr

Extreme values for cadence and stride length

Ussain Bolt 100 meter world record, 9,58 secs, Berlin 2009:

Time was 9.58 seconds with average step frequency (cadence) 4.28 steps per second (257 steps per minute).  At the fastest 20m segment of the distance between 60-80m, where Bolt had the highest speed 12.42 m/s (44.7 km/h) with the step frequency (cadence) 4.4 steps per second (264 steps per minute) and only 41 strides to cover 100 meters, which means average 2.44 meter stride length per step.

Eliud Kipchoge: The World Record Breaking Race, in 2:01:39, Berlin Marathon 2018:

Kipchoge’s average cadence was 185 steps per minute with a stride/step length of 1.90 meters. This means he took a total of 22.505 steps during the marathon.

GEÇ OLMASI DAHA DA İYİ

Meglio Tardi che Mai, geç olması hiç olmamasından iyidir” sözü, felsefesi bu platformda işlenmektedir. Bu konuda geç kalmış olsak bile spora, koşmaya başlamakla genç iken başlamış olmak kadar olmasa da en azından hiç spor yapmamış olmaktan daha iyi olacağı ortaya konulmakta, en güncel ve saygın literatür araştırmalarına dayanılarak.

Ancak son okuduğum bir makalede karşılaştığım “Gene Dykes” örneği bana hiçbir sözün, atalar da söylemiş olsa, tüm nesiller boyu sürekli geçerli olamayacağını işaret etti; hele ki ortam ve şartların bu kadar hızlı değiştiği, insanların, sağlık konularının, teknoloji ve çevrenin bu kadar hızla geliştiği ya da gerilediği bir dönemde.

Gene Dykes, 72 yaşında (1948 doğumlu) bir koşucu. 2018 yılında koştuğu Jacksonville Maratonunda 2:54:23 derecesi ile 70-74  yaş grubu rekorunu kırmış bir atlet. Kısa mesafe yarışlarından maraton ve ultramaratonlara kadar pek çok koşuya katılmış.  Yani bu yaş grubunda Gene’in eline pardon ayağına su dökecek kimse yok henüz dünyada.

Bu kadar özellik yanında onun ilgi çeken en önemli yanı eski bir milli ya da en azından sıradan bir atlet olmaması. Ciddi bir şekilde koşuya başladığı yaş 58 ve bu dönemde koştuğu ilk maraton derecesi 3:43, Türkiye için bile pek parlak bir derece değil bu yaş için. Gene bir koşucu başarısında üç etken olduğuna inanıyor, ikisi teknik, bir koç ile çalışması ve ultramaratonlar koşmuş olması. Fakat kendince en başta gördüğü faktör 58 yaşına kadar koşulara başlamamış olması. Gene başarısındaki en büyük katkının gençliğinde elit bir atlet olmaması. “Gençliğinde elit bir atlet olmak ileri yaşlarda elit bir atlet olmayacağının en isabetli emaresidir” diyor. Eski atletlerin çoğu yaşlandıkça vücutları yıpratır, sakatlar ve rekabet ateşini kaybeder.

Bizde tamamen yanlış bilinen “koşmayın yürüyün” tavsiyesi özellikle de çok eskilerde kalmış haftalık 150 dakika “jogging” ile sağlığa ulaşılacağı ve kilo kaybedileceği miti çoktan geçerliliğini yitirmiştir. Bu konuda “Sağlığa Koşu” kitabımda ve “www.cengizyardibi.com” web sitesinde yayınladığım son dönem araştırma sonuçları da tam olarak aynı olmasa bile benzerlikler göstermekte Gene inandığı gibi.

Gerçekten insan genç iken zaten sürekli faaliyet halinde bulunduğundan ve genetik olarak da gerek kas yapısı gerek diğer organları iyi ve hızlı çalıştığından spor ve koşuya yaşlılıktaki kadar ihtiyacı olmayabilir. Yaşlandıkça ortaya çıkmaya başlayan artiritist, kilo, obezite, şeker, tansiyon, erkeklerde prostat ve özellikle de kas erimesi ve mental gerilemeler karşı koyabilmek, hatta daha da iyileştirebilmek için özellikle koşmak, sıkı ve uzun koşmak önerilmekte son araştırmalarda.

Dünya Sağlık Örgütü 25 Kasım 2020 yeni önermesinde bunu açıkça ortaya koymuştur. “New WHO Guidelines on physical activity and sedentary behaviour, launched today, emphasize that everyone, of all ages and abilities, can be physically active and that every type of movement counts.The new guidelines recommend at least 150 to 300 minutes of moderate to vigorous aerobic activity per week for all adults, including people living with chronic conditions or disability, and an average of 60 minutes per day for children and adolescents.” Paragrafın kısaca tercümesi WHO fiziksel aktivite ve sedanter yaşam konusunda bugün yayınladığı yeni önermesinde tüm yaş ve fiziksel kapasitedeki insanların her tür hareketin yararlı olacağı fiziksel aktiviteler tavsiye edilmekte.  Haftada en az 150-300 dakika orta ve ekstrem derecede olmak üzere aerobik hareket etmelerini söylüyor.

Aerobik aktivite deyince, günümüz Covid19 şartlarında, en uygun olanı açık havada, her mevsimde  ve bireysel olarak, sosyal mesafeli, yapılabilecek, emniyetli ve yasaklardan uzak aktiviteler kalıyor elemeler sonrasında.

Bu tanıma uyan tek spor faaliyeti olarak da “KOŞU-KOŞMAK” ileri çıkmakta…

2020 yılının Covid19 nedeni ile pek hayırla anılacak bir yıl olmaması dillendiriliyor, her ortamda. Ancak her hayırda bir şer vardır deyimi ışığında düşününce bu vesile ile belki de insanlar önceliklerini yeniden belirleme, sağlığın her şeyin başı olduğunu bir kez daha idrak etme olanağına kavuşmuş olabilirler, tabi ders çıkaranlar.

Diğer taraftan özellikle yine Covid19 döneminde iyice belirginleşen “yaşlı” tanımında yer alan, yani 65 yaş üzeri insanlar için, Gene Dykes yeni bir motivasyon, taze bir başlangıç, iyi bir örnek olabilir.

Kısaca ve de maalesef özellikle de yetkili otoriteler, yararsız tv programları ile yaşlı-genç herkesin beynine kazınmış ve biraz da işlerine gelecek şekilde koşmaktan kaçınıp salınırcasına yürümenin daha iyi olduğu söyleminin, bu tip dünya çapında nadir olarak ortaya çıkan değerler tarafından, örnek olacak şekilde tersine kanıtlandığı olgular, özellikle yaşlı olarak adlandırılan kesimler için sadece ilaca bağlı ve hareketsiz kalmaktan ve başına gelecekleri beklemekten daha faydalı olaylardır, diye düşünüyorum.

“Geç olması hiç olmamasından iyidir” atasözünü dünya literatürüne düzeltme olarak “Geç olması daha da iyidir-Better Late-Meglio Tardi” şekline dönüştürülmesini öneriyorum. Kabul edenler…

Eskişehir, 24 Aralık 2020

Correre verso la Felicità

Riflettendo sulla mia lunga esperienza accademica, comprendente cinque differenti università, cinque differenti aree tecniche, tre masters universitari ed un PhD, posso con certezza affermare che le tre aree che ho maggiormente utilizzato sono state “Matematica”, “Sports-soprattutto a correre” e “Lingue”. 

Nella serie di libri sul Running,  “Correre verso la Felicità ” sara il mio terzo libro. Prima era “Correre verso la Salute-Sağlığa Koşu”  in Turco e secondo “Runnemathics-Mathematics of Running” in inglese.

Scrivendo su questo argomento è quello di aumentare la consapevolezza dei benefici del running e di esercizio per la salute, la qualità e di conseguenza la felicità della vita delle persone specialmente dopo una certa età.

Man mano che invecchiamo, i nostri corpi iniziano a fallire, pezzo per pezzo. I nostri corpi iniziano a fallire dalla testa ai piedi cominciando dai nostri anni quaranta – con le ginocchia, le articolazioni e gli occhi iniziando a mostrare segni di usura. Quando si è ammalati quasi inevitabilmente lo stato d’animo subisce una flessione. Per qualcuno di noi può essere sufficiente una banale influenza per innescare vissuti di tristezza, demoralizzazione, apatia, solitudine.

E tuttavia, d’altra parte la felicità riduce il rischio di mortalità precoce, la felicità riduce il rischio di infarto, diabete, ipertensione, artrite.

Per essere felici, occorre essere sani,  d’altra parte per essere sani, si deve essere felici!!

la domanda è quale viene prima?

Quindi abbiamo questo tipo di circolo vizioso in corso.

La via verso una vita felice e sani  è più complessa ma è possibile!

Quindi proveremo a trovare alcune spiegazioni, approcci scientifici e filosofici sul quel libro insieme con un ex-ufficiale della marina italiana ed io ex-marinaio della marina turco.

Parkinson Hastalığından Kaçış (Orijinali OutRunning daha anlamlı, koşu kelime ile birleşik olması)

Parkinson Hastalığı progresif ve henüz tedavisi olmayan beyinde sorunlara neden olan ve gittikçe kötüleşen bir nörolojik durum. Bu durum dopamin üreten beyin hücreleri ölmeye başladığında ortaya çıkar. Dopamin, hareket  koordinesini sağlayan beyin bölümlerine mesajların gönderilmesini sağlar.

Egzersiz herkes için sağlıklı yaşamın önemli bir parçasıdır, ancak Parkinson hastalığı (PD) olan kişiler için egzersiz sadece sağlıklı değil, aynı zamanda potansiyel nöroprotektif etkinin yanı sıra denge, hareketlilik ve günlük yaşam aktivitelerini sürdürmenin hayati bir bileşenidir.

2006 yılında, 71 yaşındaki bir büyükanneye bu, titreme  ve kasılmalara neden olan ve nihayetinde vücudun hareket kabiliyetini yok eden prograsif  bir durum olan Parkinson hastalığı teşhisi kondu. Bugün, Poledouris, kendi kategorisinde birincilik madalyaları alan ve 5K gençlerden daha iyi derecelerle (bitiş zamanı) yarışları bitiren ve birincilik madalyaları ile evine dönen oldukça elit bir koşucu. Bobbie Poledouris Parkinson hastalığından koşarak  kurtuldu.

https://www.cedars-sinai.org/programs/neurology-neurosurgery/patient-stories/outrunning-parkinsons-disease.html

Parkinson hastalığı olan kişiler için fiziksel egzersiz tavsiye edilmektedir. Çünkü egzersiz denge, duruş, hareketlilik ve normal günlük aktiviteleri gerçekleştirme becerisini korumaya yardımcı olur. Araştırmacılar, “Özellikle Parkinson hastalığı [Parkinson hastalığı] olanlar için, yüksek yoğunluklu bir ve yüksek-yoğunluklu farklı tip bir  egzersiz programı ve gym bisikleti üzerinde yoğun bir antrenman, uygun ve emniyetlidir” diyor araştırmacılar.  Sprint koşu, bireylerin kısa mesafelerde olabildiğince hızlı olarak sınırlı sürelerde koştuğu bir tür yüksek yoğunluklu egzersizdir. Sağlıklı bireylerde sprint koşusu kas gücünü, fiziksel dayanıklılığı, kalp ve akciğer fonksiyonlarını ve zihinsel sağlığı artırır.

Egzersiz yapmak beyindeki dopamin miktarını etkilemiyor, ancak beyin hücrelerini çalıştıran fareler dopamini daha etkin bir şekilde kullanıyor.

Egzersiz, beynin dopamin sinyallerinin alındığı alanlarını değiştirerek verimliliği artırır.

Egzersiz Yapmaya Ne Zaman Başlamalıyım?

Şimdi! PD’si olsun ya da olmasın herkes daha fazla egzersiz yapmalıdır.

PD’li Kişiler İçin Ne Tür Egzersizler Faydalıdır?

Her tür egzersiz faydalıdır. . Koşu bunun en basit ve temel şeklidir. https://www.parkinson.org/Understanding-Parkinsons/Treatment/Exercise/Neuroprotective-Benefits-of-Exercise

Bu türlerden milyonlarcası internette..

Herhangi bir arama motoruna “parkinson hastalığı ve koşma” yazmanız yeterlidir…

OutRunning Parkinson’s Disease

No comments, I just searched over internet for you…

Parkinson’s Disease is a progressive and incurable neurological condition that causes problems in the brain and gets worse over time. It occurs when the brain cells that produce dopamine starts to die. Dopamine allows messages to be sent to the parts of the brain that co-ordinate movement.

Exercise is an important part of healthy living for everyone, however, for people with Parkinson’s disease (PD) exercise is not only healthy, but a vital component to maintaining balance, mobility and daily living activities, along with a potential neuroprotective effect.

In 2006, the 71-year-old grandmother was diagnosed with Parkinson’s disease, a progressive condition that causes tremors and rigidity and ultimately robs the body of its ability to move.Today, Poledouris is a highly competitive runner who takes home first-place medals in her division and finishes 5K races with better times than far younger competitors. Bobbie Poledouris found freedom from Parkinson’s disease in running.

Bobbie Poledouris found freedom from Parkinson’s disease in running. When the 71-year-old grandmother laces up her running shoes and gets moving, she can finish a 5K faster than far younger competitors. https://www.cedars-sinai.org/programs/neurology-neurosurgery/patient-stories/outrunning-parkinsons-disease.html

Physical exercise has been recommended for people with Parkinson’s disease because it helps to maintain balance, posture, mobility, and the ability to perform normal daily activities. “Particularly for subjects with PD [Parkinson’s disease], a high-intensity multimodal exercise program and intensive training on a stationary bicycle were reported as feasible and safe,” the researchers wrote. Sprint running is a type of high intensity exercise in which individuals run short distances in limited periods of time as fast as they can. In healthy individuals, sprint running increases muscle strength, physical endurance, heart and lung function and mental health.

Exercising did not affect the amount of dopamine in the brain, but the mice that exercised the brain cells were using dopamine more efficiently.

Exercise improves efficiency by modifying the areas of the brain where dopamine signals are received — the substantia nigra and basal ganglia

When Should I Start Exercising? Right now! Everyone should exercise more, whether they have PD or not.

What Kinds of Exercises Are Helpful for People with PD? Any exercise is beneficial. Running is the most straightforward one.. .https://www.parkinson.org/Understanding-Parkinsons/Treatment/Exercise/Neuroprotective-Benefits-of-Exercise

If you can during especially during Covid Pandemic!

Zillions of these types of information on net. Just type “parkinson disease and running” on any search engine…

Eskişehir-09 December 2020

Running as Good as Medicine at Preventing Some Diseases

Corona and Corona-like viruses: According to the news the most affected people from Covid-19 are those who have weaker immune-systems by age, smokers, chronic diseases, hypertension, heart problems, diabetus mellitus, and so on.

Prof Janet Lord, Director of the Institute of Inflammation and Ageing, at the University of Birmingham, and co-author of a research, said (Duggal et al., 2018): “The immune system declines by about 2-3% a year from our 20s, which is why older people are more susceptible to infections, conditions like rheumatoid arthritis and, potentially, cancer.  “Because the cyclists have the immune system of a 20-year-old rather than a 70- or 80-year-old, it means they have added protection against all these issues.”

30 to 60 minutes of moderate to intense activity can help your immune system keep viruses at bay. Be sure you know what’s going on in your area and whether there are any restrictions or mandatory self-quarantines. And, if you’re sick or at-risk of spreading the virus, you shouldn’t go out—the bigger concern is spreading it to those who are at high risk, such as the elderly or immunocompromised[1].

Latest research by Mohammed and  Alawna (2020) found that increasing the aerobic capacity could produce short-term safe improvements in the function of immune and respiratory systems, particularly those specific for COVID-infections. This could be mainly produced through three mechanisms. Firstly, it could improve immunity by increasing the level and function of immune cells and immunoglobulins, regulating CRP levels, and decreasing anxiety and depression. Secondly, it could improve respiratory system functions by acting as an antibiotic, antioxidant, and antimycotic, restoring normal lung tissue elasticity and strength. Lastly, it could act as a protective barrier to decrease COVID-19 risk factors, which helps to decrease the incidence and progression of COVID-19.

Japanese study finds 1 case of COVID-19 linked to running. Of the close to 700,000 people involved in 787 races since July, there has only been one reported case of coronavirus. According to a research report (JAAF, 2020) it was documented only one case of someone who was involved in one of the races contracting COVID-19 in the two weeks following the event they attended. The study surveyed 53 organizations including the JAAF and corporate and collegiate league governing bodies. As of Nov. 6, 47 of the groups had returned responses. A total of 571,401 athletes and 98,035 officials and staff took part in the 787 races covered by the survey.

To prevent cold and flu: Exercise boosts blood circulation making it easier for all the immune cells in the body to get around searching for any flu viruses and inactivate them. Also, it helps stimulate the lymphatic system that helps in eliminating waste and toxics.

The most effective methods to alleviate symptoms of colds and simple flu  that researches has revealed are running and exercising; outdoors, or indoors in winter. Viruses cannot survive in a high temperature environment. Accordingly, the self-protecting metabolism automatically increases the temperature of the body to protect against the virus. In the recent medical literature it is stated that keeping the immune system strong will be preventive against flu and colds, as in many diseases. It has been also stated that exercising and jogging with mild sweating and taking the necessary precautions right after the cold and flu – not being sweaty, nutrition and medication if necessary – increases the possibility of getting rid of the disease more easily and quickly.

Running on a treadmill will certainly help you sweat, but it’s also a great calorie burner. Burning fats and calories helps maintain weight, which is essential to prevent cold and flu. Maintaining weight through a healthy lifestyle and exercising regularly helps prevent diseases like cold and flu as your body is fitter and healthier.

Exercise may boost your vaccine response

Official Vaccines page from the World Health Organization  (WHO,n.d. ) states that vaccination is a simple, safe, and effective way of protecting people against harmful diseases, before they come into contact with them. It uses your body’s natural defenses to build resistance to specific infections and makes your immune system stronger.

Vaccines train your immune system to create antibodies, just as it does when it’s exposed to a disease. However, because vaccines contain only killed or weakened forms of germs like viruses or bacteria, they do not cause the disease or put you at risk of its complications.

During the COVID-19 pandemic, vaccination continues to be critically important. The pandemic has caused a decline in the number of children receiving routine immunizations, which could lead to an increase in illness and death from preventable diseases. WHO has urged countries to ensure that essential immunization and health services continue, despite the challenges posed by COVID-19

The researchers speculate that the athletes’ immune techniques had been strengthened and fine-tuned by the day by day bodily calls for and damages of coaching, permitting them to reply so successfully to the vaccine.

These research targeted on elite, aggressive athletes, which most of us usually are not. But Dr. Sester believes even more-casual leisure athletes are more likely to mount higher flu-vaccine responses than sedentary folks. Likewise, she and her colleagues count on excessive health ought to enhance immune responses to different vaccines, together with, probably, a Covid-19 shot (24NewsOrder, 2020).


[1] having the immune system impaired or weakened (as by drugs or illness)

Turtle Heart vs Human Heart

Turtles have a  heart rate about 25 beats a minute. Steal away its oxygen and within six hours the heart rate drops to 10 beats a minute.  If that turtle is chilled, its oxygen-starved heart rate will drop to a very low one beat per minute.  Yet the turtle is still alive and healthy. Come warmer temperatures, it returns to normal activity and its heart rate perks back up to 25 beats per minute. And a typical pet turtle can live between 10 and 80 years or so while larger species can easily live over 100 years. Sea turtles typically live between 30 and 50 years, and some anecdotal record show that they could live up to 150 years.

Since this book is about mathematics as well as running it is time to make a simple calculation:

In an average lifetime, a heart will beat around 3 billion times.

Average life expectancy in the Turkey is 78.3 years and that the typical value for adult heart rate is between 60 BPM and 100 BPM; so let’s take the middle-range value of 80 BPM and go from there.

78.3 years= 3.292.358.400 beats.

After a while you start running RHR starts to drop even below 60 bpm. Elite athletes RHR may drop 30-40. For a medium level runners it may drop  down  to 55 with a  3 years of running history.

Now if we calculate how many years my heart is supposed to beat having  the same capacity which is 3.3 billions bpm is about:

3.292.358.400/55 = 110 years.

Resting heart rate seems to be a common denominator for various types of heart disease. A tantalizing possibility is that lowering your heart rate could help protect you from heart disease and may even let your heart beat for longer (Harvard Health, 2018).

In summary, exercise-related decrease of RHR may contribute to—or at least indicate—increasing life expectancy.

Runnemathics-Mathematics of Running

Modeling Pace and Time Formulas for 10K, Half, Full and Ultra Marathons Using Simulations

Beş farklı üniversite, beş farklı teknik alan, üç yüksek lisans ve bir doktora derecesini kapsayan akademik yolculuğumdan yola çıkarak, yaşam süresince en çok yararlandığım  üç alanın matematik, spor-özellikle koşu ve öğrendiğim yabancı diller olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Dinamik sistemlerin matematiksel modellemesi ve simülasyonunun tüm bu sistemlerin gerçek zamanlı kontrolü için gerekli olması kapsamında, matematik günlük yaşamımız için çok önemlidir (Melin ve Castillo, 1998b). Belki de diğer tüm alanlardan daha fazla olarak, KOŞU YARIŞI sonuçları matematiksel modelleme ve optimizazyon için mükemmel bir adaydır.

Günlük olarak pratik yaparak, koşarak, cross-training (çapraz egzersizler) yaparak, su tüketimini doğru ayarlayarak, doğru beslenerek ve iyi uyuyarak daha hızlı, daha mutlu ve daha sağlıklı koşucular olabiliriz. Bununla birlikte, optimum koşu stratejileri hava sıcaklıkları, yağmur, nem, yükseklik, eğimler ve koşu yüzeyi gibi çevresel değişkenleri hesaba katan yarış simülasyonları, matematiksel modeller ile oluşturulabilir. Koşucunun çok çeşitli koşu mesafeleri, arazi koşullarına maruz kalacağı maraton ve ultramaratonlar gibi daha uzun süreli angajmanlarda, bu olgu özellikle kritik hale gelir.

Asfalt caddelerde veya benzeri düz yüzeylerde koşmak genellikle çok fazla planlama veya modelleme gerektirmeyebilir ve koşucunun belirli bir hız, “pace” (koşunun temposu- bir kilometreyi kaç dakikada koştuğunuz), “stride” (dakikada atılan adım sayısı) , “negatif split” (bir koşunun ikinci yarısının ilk yarısından daha hızlı koşma durumu) , enerji tasarrufu gibi konuları gözönünde bulundurarak oluşturacağı stratejiler genelde yeterli olabilir.

Bununla birlikte, her ultramaratonun kendine özgü özellikleri vardır. Bazıları çok uzun mesafeler koşmayı gerektirirken, diğerleri koşacağınız mesafe içerisinde çok sayıda ve dik tırmanmalar içerirler. Normalde bir ultramaratona 42,2 km’den 256 km’ye kadar farklı mesafeler için kayıt yaptırabilirsiniz. Örneğin İznik Ultra Maratonu’nda altı farklı etkinlik planlanmasına karşın  gerçek ultramaraton olanlar 55 km, 90 km ve 160 km olan koşulardır. Erciyes Ultra Skytrail bilgi sayfasında  asıl olarak 64 kilometrelik bir mesafe koşulacağı belirtilir;  ancak  yarış boyunca fazladan 6 km (asıl mesafeden % 10 daha fazla) iniş-çıkışları olan bir ultramaratondur. Bu nedenle, hem yatay hem de dikey olarak kapsanan toplam mesafe dikkate alınmalıdır.

Bu tip strateji ve  hesaplamaların  yanı sıra, su tüketimi ve elektrolit (sodyum, potasyum, magnezyum ) dengesi ve kalori ihtiyacı da modellenmelidir. Bu hesaplamalara göre, sırt çantanızı hazırlamanız ve kontrol noktalarında uygun miktarlarda lojistik yükleme yapmanız hem gerekli hem faydalı olacaktır.

Koşuyu parçalara ayırarak ve uygun formullerle matematik modelleme yaparak ve sonra bunları çözerek, belirli bir yarışı en kısa sürede koşmak için en uygun stratejiyi oluşturabiliriz. Bilimsel yöntemler ve modelleme yaklaşımları teorik olarak en uygun çözümü verebilir. Ancak bu durum  sıradan koşucular için veri toplama, modelleme ve bu sonuçtan bir şeyler öğrenme açısından çok zor olabilir.

Dolayısıyla bu kitapta bu kadar karmaşık, uzun ve akademik modelleme yaklaşımları yerine, Excel’de Visual Basic Application (VBA) kullanılarak basit fakat kullanışlı simülasyon yöntemleri geliştirilmiştir.

Covid-19 Sonrası Koşu-Egzersiz

BKKY’a (Bu Konuda Kafa Yoranlar) göre, Yeni Korona-virüs Hastalığından iyileşme sonrası koşu ve yürüyüşlerimize kaldığımız yerden devam etmek için bazı noktalar:

Herkesle olan sosyal mesafenizi koruyor, ellerinizi sık sık yıkayıp, sürekli maske takıyor olsanız bile, özellikle de her gün birçok insanla temas halindeyseniz, COVID-19’a yakalanma şansı hala vardır. Koşucu ve sağlıklı olmamız bile bu tehlikeden muaf olmadığımızı gösterecek olaylar etrafımızda.

COVID-19 hastası olup iyileşmiş ve kendinizi daha iyi hissediyorsanızvücut makinasını ne zaman ve nasıl tekrar devreye alacaksınız?  COVID-19’un vücut üzerindeki özellikle de koşucular için ana organlar olan kalp ve akciğerler üzerindeki etkileri tam olarak bilinemediği gibi, henüz, birbiri ile çelişenler bile mevcut. Bu nedenle iyileşme sonrası koşu ya da sıkı yürüyüşlere dönme konusunda dikkatli ve aşamalı bir politika izlenmeli, Banazlı İsmail’in Kartallar Yüksek Uçar’daki repliği “usuletle ve de suhuletle” nde olduğu gibi.

Yine BKKY’arın yazdıklarına baktığımızda, hastalığa yakalanma ve iyileşme süreçlerinin kişiden kişiye değiştiğini, kendi hastalığınıza ve tedavi planınıza dayalı özel bilgiler için sağlık uzmanınızla iletişime geçin şeklinde beylik önerilerle karşılaşırsınız.

COVID-19 teşhisi konduysa, ne kadar süre koşmayıp ara vermeniz gerekir?

Şu anda, bunun yanıtını doğru olarak verebilecek bir kişi bulmak zor. Her gün yeni gelişmeler ve iddalar ortama ya da internete düşüyor. Bir kere bu hastalığa yakalanıp iyileşen bir kesinlikle tüm semptomlardan tamamı ile kurtulduğuna emin olmalı. Son çıkan haberlerde bu hastalığın bağışıklığının çok kısa süreli olduğu ve hatta tam iyileşiyor gibi iken tekrar hastalık nüks edebiliyor. Bu konudaki  14 gün kuralı şimdilik önemli. Bu süre sonrası kendimizi iyi hissediyor ve semptomlar tamamı ile kayboldu diye görüyorsak koşmaya, hızlı yürüyüşlere ve diğer spor faaliyetlerine geri dönebiliriz ancak piano piano.

Schopenhauer’a göre bir şeyin önemi bizatihi varlığı değil yokluğu belirler; tıpkı hayatımızdaki en önemli üç saadeti: gençlik, özgürlük ve sağlığı kaybettiğimiz zaman önemine varırız. Önemli olan şey zevk değil, acıdır. mutlu günleri, mutsuz olduğumuzda farkına vardığımız gibi. Bu üç saadet de koşu sayesinde dipdiri kalabilir: Koşan gençleşir, özgürdür ve sağlıklıdır.

Bu nedenle hastalık döneminde bile her türlü hareketten uzak durmanız gerekmez. “İstirahat etmek” yan gelip yatmak olmamalıdır. Yeni araştırmalar hasta olan ya da olduğunu zanneden insanların hareketsiz kalması kan pıhtılaşması riskini artırdığını açıklıyor. Bunun yerine yorucu, güç, uzun koşulara katılmama anlamınadır, yoksa yürümek, hareket etmek bu ve her dönemde önemli. (Bir de hasta olmadığı halde tüm yaşam boyu hiç hareket etmeyenleri gözönüne getirin.) Müteakiben 15-20 gün geçti ve kendimizi tekrar güçlü hissetmeye başladık, bıraktığımız noktadaki performansımız derecesinde olmasa bile hissettiğimiz gücümüz kadarı iile başlayıp aşama aşama eski günlere dönmek hatta bu hırsla daha ileri gitmek mutluluk verici olabilir.

Tekrar egzersize başlamadan önce ne gibi önlemler almalısınız?

Önce korkulan covid-19 semptomlarından bazısı ile hastaneye gittiniz, test yapıldı ve pozitif, Covid-19 teşhisi epikriz raporunuza düşülecek.

Dünyanın sonu değil!

Bu durum sizin kendinizi ve etrafınızdakileri korumanız için bir işaret. Hastalığınızın ciddiyetine ve başvurduğunuz sağlık merkezine bağlı olarak, bir EKG, kan testleri ve muhtemelen bir ekokardiyogram (kalbin yapısını ve işlevini ölçer) yapılabilir. Kalbi kontrol ettirmenin ana nedeni, kalp krizi riski veya daha da ilginci, ani kalp ölümüne yol açabilecek bir aritmi (düzensiz kalp atışı) riski kontrolü içindir. Sıradan bir koşucuysanız ve semptomlar şiddetli değilse , semptomların düzelmesinden sonra 10 ila 14 gün beklemeniz ve ardından egzersize dikkatli bir şekilde devam etmeniz uygun olabilir. İmkan varsa koşmayı zararlı saymayan bir doktora danışmak her zaman iyi bir fikir olabilir. Ancak, asemptomatik( herhangi bir semptom yaşamadan) veya hafif semptomları olan çoğu insanın, doktorlarına danışmadan egzersize devam edebileceği BKKY uzmanlar söylüyor. Ancak semptomlar şiddetliyse veya hastaneye kaldırıldıysanız, doktorunuza danışın. American College of Cardiology, önceden rahatsızlıkları olanların egzersize dönmeden önce bir doktora danışmalarını önermektedir.

COVID-19 teşhisi sonrası, güvenli bir şekilde egzersize nasıl dönmelisiniz?

BKKY uzmanlar bu konuda henüz bir protokol oluşmasa da, çünkü konu çok taze, daha önce sahip olunan base-pace (düz bir zeminde çevre etkileri olmadan yapabildiğiniz sürat-pace) hızınızın ve mesafenizin yüzde 50’sinden fazla olmayacak şekilde yeniden başlamak makul bir davranış olabilir diyorlar. Bu şekilde koşuya-hızlı yürümeye başladığınızda kendinizi gözlemeniz gerekiyor. Hastalık sonrası uzun süre hareketsiz kalmış olmak, alınan ilaçların etkisi, kilo ve güç kaybı, moral-motivasyon eksikliği ve etraftan gelebilecek olumsuz yorumlar birleşiminden sonra koşarken-yürürken, alıştığınızdan daha zorlanacağınız ve daha kötü hissedeceğiniz bir sürece hazır olmak gerekir.

Base-Pace yüzde 50’sinden başladıktan sonra, kendinizi hazır hissettiğinizde, egzersiz yoğunluğunuzu ve haftalık mesafenizi kademeli olarak artırabilirsiniz. Her hafta yaklaşık yüzde 10 bir artışla 4-5 haftada eski günlere dönme stratejisi uygun olabilir.

Tekrar başladığınızda egzersizinizden vazgeçmeniz gereken bazı işaretler nelerdir?

Virüsün olası kalıcı etkilerinin yanı sıra egzersizden, belirli süre alışılmış koşulardan uzak kalmanın nedeniyle bazıları kendisini iyi hissetmeyebilir, bu normaldir. Hastalık öncesi fiziki durumunuza göre normalden farklı nefes darlığınız ve/veya kalp çarpıntısı nedeniyle göğsünüzde rahatsızlığınız varsa, koşuya ara verip hemen tıbbi yardım almak gerekir, imkan varsa check-up. Burada en önemli konu kalp olacaktır. Çünkü nefes darlığı, bacaklarda isteksizlik, hamlık olsa da zaten fazla zorlamadan bırakmak zorunda kalacaksınız. Ancak kalp başka!  Hatta belki koşuya başlamadan önce bir EKG ve kalp kontrolu riski en aza indirmeye yardımcı olacaktır.  Özellikle göğüste ağrı, bayılma veya bayılma hissi olduğunda hemen sporu bırakıp doktora başvurmanız gerekir.

Hastalık süresince oluşan form kaybı hissi neticesi sonucu oluşabilecek , nefes darlığı hafif ve stres oluşturmuyorsa devam edebilirsiniz, koşuya-yürümeye. Kararlı, yavaş ve düzenli bir antrenman sonrası her hafta daha iyi hissedeceğinizi görmeniz gerekir. Eğer bu gelişim gözlenmiyor ya da performansınız daha da düşüyorsa, yine bir kontrol yaptırmanız uygun olacaktır.

Miyokardit riski konusunda endişelenmeli miyim?

Kalp kası iltihaplanması, myocarditis, ile ilgili sorun, bunun kalp kasında uzun süreli yara izine neden olabilmesidir. Bu durum kalp yetmezliğine, anormal kalp atışına ve hatta ani ölüme yol açabilir.

COVID-19 ile Egzersiz Yapmak Tehlikeli Olabilir!

COVID-19 virüsü, diğer solunum yolu virüslerinde görülenden daha yüksek bir miyokardit insidansına neden olabildiği ortaya çıkmaya başlıyor. Bu konu henüz tam olarak bilinmemektedir. Miyokardit daha ciddi ve şiddetli vakalarda (tipik olarak hastaneye yatmayı gerektiren) daha yaygın olduğu ve asemptomatik veya hafif semptomatik vakalarda ortaya çıkma olasılığının daha düşük olarak BKKY uzmanlar tarafından belirtiliyor.

COVID-19 teşhisi konmamış, ancak hasta hissediyorsunuz ve bazı semptomlar ortaya çıkmış?

COVID-19 olarak teşhis edilmemiş ve test pozitif değil fakat COVID-19 bahse konu hafif semptomlar gösteriyorsanız, semptomlarınız düzeldikten iki hafta kadar sonrasına kadar egzersizlere ara vermek ve sonrasında yine usuletle ve de suhuletle koşulara başlamak iyi bir davranış biçimi olacaktır. Ve yine bu durumda da koşulara hastalık öncesi performansınızın %50 seviyede başlayıp yavaş yavaş artırmak gerekir.

Koşucuların dikkat etmesi gereken diğer ve önemli bir nokta da , COVID-19’un cilt belirtilerinden birinin COVID-Parmak olarak bilinen bir fenomen olmasıdır. Hastalar, kan damarlarının iltihaplanması veya dolaşım bozukluğunun neden olduğu düşünülen ayak parmaklarında çürük benzeri lekeler geliştirir. Koşucular, özellikle de bazen çürük ayak tırnakları yaşayanlar ayaklarında morarma veya kızarıklık fark ederlerse doktorlarına danışmalıdır. Aslında bu durum Ultramaraton koşanlar için sıradan ve beklenen bir olgu olmasına rağmen sıradan bir koşucu için sıradan bir sürat ve mesafede oluşuyorsa önem vermek gerekecektir.

Rare Diseases, Rare Cases

We almost know or hear about the most common diseases like heart attack, cancer, diabetus mellitus, arthirithis, dementia, MS and many more every day from news or worse someone close. These news worries us both for our friends relatives and also for ourselves for our future.

Normally if we do not have anything wrong in our DNA herited from parents and we keep a balanced and normal life, exercising, diet, there seems nothing to worry about those prevalent diseases.

But if so?

I am reading on internet that there are far more diseases not so common actually very rare, say something one in million, but the number of these phenomenon is such a big number when you multiply the occurence number and sort of these anomalies number you end up with even bigger number than everyday diseases. Because the number of nucleotide in DNA (CTAG) reaches almost three billions of pair and the combnation of these letters is infinite. Even though they say not each of these nucleotides and the genes made of from those not functioning for each and every one we may have still too many diseases and anomalys even one of these might be mutated that cause a disease.

The number of known of these anomalis might reach up to several thousands, and very hard to keep track of every one besides to deal with them.

Other problem related these RDs is many of them have not resolved yet. The majority of rare diseases currently have no effective treatment and 8 out of 10 rare diseases 3 have a genetic cause and 99% of genetic conditions are classed as rare. Often rare diseases are chronic and life-threatening. Rare diseases can be single gene, multifactorial, chromosomal or non-genetic.

The European Union defines a disease or condition as rare if it affects fewer than 1 in 2,000[1] people within the general population. Currently, between 6,000 and 8,000 different rare diseases affect or will affect an estimated 30 million people in the EU. 1 in 17 people will be affected by a rare disease at some point in their lives. This amounts to 5 million people in Turkey.

The Genetic and Rare Diseases (GARD) Information Center is a program of the National Center for Advancing Translational Sciences (NCATS) and funded by two parts of the National Institutes of Health (NIH): NCATS and the National Human Genome Research Institute (NHGRI) in USA. GARD maintains a list of rare diseases and related terms to help people find reliable information. In the United States, a rare disease is defined as one that affects fewer than 200,000 people[2].

Most rare diseases lack effective treatments representing an enormous unmet medical need. Rare diseases patients often need highly specialised health care and social services resulting in high costs for their families and for society[3].

When we get older we begin to hear some of them that affected our close friends, family members because of selective perception and have no idea about them neither what to do. Most of the time one cannot discern these anomalies till they apparently  show symptoms and in very late stages. Many rare diseases manifest in childhood, result in a shortened lifespan and lead to a dependency on care

throughout the patients’ lives, causing significant suffering to the patients and their families. Patients affected by rare diseases often spend years enduring a “diagnostic odyssey” before receiving the correct diagnosis, if ever.

PsP-Prograssive Supranuclear Palsy: When I heard that one of my best friend was sick, called him. But before I’d been told that he has some problem of speaking. During our conversation I asked him what was the daignosis and he answered me as “PsP”. I searched on internet to learn about main points.

Progressive supranuclear palsy (PSP) is a degenerative disease involving the gradual deterioration and death of specific volumes of the brain. The condition leads to symptoms including loss of balance, slowing of movement, difficulty moving the eyes, and dementia[4].

It is a very rare disease which makes about 3-6 in every 100,000 people worldwide, or approximately 5,000 or less in Turkey have PsP; much less than Parkinson.

DFSP-Dermatofibrosarcoma Proturbans

Dermatofibrosarcoma protuberans (DFSP) is a rare, low to intermediate grade sarcoma that typically arises in the dermis and infiltrates subcutaneous tissue. Due to superficial appearance of DFSP, imaging techniques are not always utilized. However, they may be useful in large or atypical cases. The standard treatment for DFSP is excision of the lesion[5]. Dermatofibrosarcoma protuberans can develop anywhere on the body but is most common on the arms, legs, or torso. DFSP occurs in people of all ages but it is most frequently diagnosed in individuals between 20 and 50 years of age. The tumor can sometimes begin on skin that has been injured by a previous burn or surgery or insect bites.  However, the exact cause of DFSP is unknown. Prevalence might be around 1-5 in every 10,000 people.

So after giving a little bit medical infos about the reason I brought the subject here is that we have another friend, out of our namely 7076 class, consisting of around 200 navy officer born around 1955-56, has gotten this rare disease. So the total risk factor for having such a rare disease at the same group should be less than one in a million. Weird!!!

Ankara, 30 Mayıs 2020


[1]  https:// https://ec.europa.eu/info/research-and-innovation/research-area/health-research-and-innovation/rare-diseases_en  [Accessed 25 June 2020].

[2] https://rarediseases.info.nih.gov/diseases [Accessed 24June 2020].

[3]https://ec.europa.eu/info/sites/info/files/research_and_innovation/research_by_area/documents/ec_rtd_eu-rare-diseases-research_factsheet.pdf   [Accessed 23 June 2020].

[4] https://en.wikipedia.org/wiki/Progressive_supranuclear_palsy [Accessed 23 June 2020].

[5] Dermatofibrosarcoma Protuberans: Pathological and Imaging Review. Author links open overlay panel-BilalMujtabaMD-FeliciaWang-AhmedTaherMD-RizwanAslamMDJohn E.MadewellMD-RosarioSpear-SamehNassarMD. https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0363018820301146#:~:text=Dermatofibrosarcoma%20protuberans%20(DFSP)%20is%20a,in%20large%20or%20atypical%20cases  [Accessed 28 June 2020].

Løper fra Corona

Løping og Coronas

I følge Centers for Disease Control (CDC) sprer COVID-19 hovedsakelig fra person til person gjennom luftveisdråper, produsert av en infisert person ved hoste og nysing; med en inkubasjonsperiode rundt 2-14 dager. Imidlertid er folk mest smittsomme når de er mest symptomatiske. Det er en luftveissykdom som er smittet ved å berøre en gjenstand eller overflate som er forurenset av viruset og berøre din egen nese og munn.

Dette er nøkkelpunktene om Covid-19 som vil bli husket gjennom årene som en av de mest innflytelsesrike hendelsene på helsedød, økonomiske, sosiale og fysiologiske spørsmål for hele mennesket som lever over 7,5 billioner.

Det er en pandemisk hendelse og erklært slik av WHO; mennesker godtok til og med at de mest intelligente og mektige er forvirrede, tapte og redde. Menneskeheten har ventet en slik hendelse basert på hva vi har opplevd før med SARS, MERS osv. Virus angriper og har funnet sted i mange filmer. Likevel blir folk fanget uten å bli forberedt.

Å være vaksinert, ta medisiner, bli behandlet på sykehus ser ut til å være den eneste kjente og anbefalte metoden for å møte disse virusene. Men problemet er at virus av så mange grunner dukker opp plutselig og uventet, mest muteres. Selv for en enkel influensa får folk forskjellige skudd hvert år på grunn av mutasjon.

Så hva bør gjøres?

Som jeg nevnte i min nye bok “Kjør mot helse”, må vi styrke immunforsvaret og dermed støtte vår fysiske og psykologiske helse ved å løpe langt før og under denne typen pandemi, epidemier.

I følge nyhetene er de som er mest berørt fra Covid-19 de som har lavere immunforsvar etter alder, røykere, kroniske sykdommer, hypertensjon, hjerteproblemer, diabetes mellitus …

Å løpe før betyr å styrke immunforsvaret vårt. Prof Janet Lord, direktør for Institute of Inflammation and Aging ved University of Birmingham, og medforfatter av forskningen, sa: “Immunsystemet avtar med omtrent 2-3% i året fra 20-årene, og det er grunnen til at eldre mennesker er mer utsatt for infeksjoner, tilstander som revmatoid artritt og potensielt kreft. “Fordi syklister har immunforsvaret til en 20-åring i stedet for en 70- eller 80-åring, betyr det at de har lagt til beskyttelse mot alle disse problemene.”

Løping og trening er den beste måten å forhindre mange kjente og spredte sykdommer som diabetes, hypertensjon, hjertesykdommer osv. Disse er godt dekket i boken min “Sağlığa Koşu” utgitt av IGU i januar 2020. Så Bingo: Hvis du kan forhindrer helsen din ved å ha et høyt immunforsvar og ikke ha de kroniske sykdommene som er mest utbredt. Du har veldig stiv beskyttelse mot virus, coronas, spesielt Covid-19 sammen med andre. Legemennesker sier alltid, skriver at forebyggende tiltak er nøkkelsteinen for å lindre helseproblemer, ikke engang. Hvis løping ble omgjort til medisin, ville det bare være medisiner som kan kurere, brukt hver dag uten bivirkninger mot alle disse tusenvis av kjente og ukjente sykdommer, som Covid-19.

Hva kan vi gjøre denne uklare perioden når Covid-19 har tatt milliarder av fanger hjemme eller innlagt på sykehus enda verre drept hundretusener og har potensial til å gjøre det mye verre, antagelig at man ikke fikk virus og testet positivt? Fortsetter vi å løpe, hvis ja hvordan?

Hvis du er ute etter et tungt treningsarbeid eller legger ut maraton, vil glykogenlagrene dine bli utarmet. Dette kan redusere immunsystemets normale funksjon. Hvis du blir utsatt rett etter den intense løpingen din, har du en høyere risiko for å få sykdommen.

På den annen side er det en sterk sammenheng mellom regelmessig trening og å ha et sterkt immunforsvar. Derfor må du slutte å løpe helt. Treningssentre er imidlertid ikke trygge på grunn av å samle folk. Mens coronavirus-pandemien fortsetter å spre seg, forårsaker løpende løp – og mange andre store hendelser – å bli utsatt og kansellert.

David Nieman, Dr.PH., helseprofessor ved Appalachian State University, sier at hans beste plan for å løpe akkurat nå er å dra ut på solo-løpetur og nyte naturen, i ikke-overfylte områder. Og prøv å timere løpeturen din for når du vet at løypene blir mindre overfylte.

I tillegg kan folk være redd for å løpe i kaldere vær av frykt for sykdom, men ikke sant; Det er ingen data om at du virkelig vil bli syk av åndedrettspatogen når du løper i kaldt vær, sier Nieman.

Å komme i løpet av 30 til 60 minutter med moderat til rask aktivitet kan hjelpe immunforsvaret med å holde virus i sjakk. Sørg for at du vet hva som skjer i ditt område, og om det er noen begrensninger eller obligatoriske selv-karantener. Og hvis du er syk eller risikerer å spre viruset, bør du gå ut – jo større bekymring er å spre det til de som er i høy risiko, for eksempel eldre eller immunkompromittert.

Science Fallacy

I have always advocate that science and the scientist must be the number one issue to follow over the years. I had read my first science related document in 1960’s , when I could get a chance to reach two comic and even colored books, one was about robots aother on space. Since then I have been very keen to follow sientific staffs; movies, books, fairs etc.

Since everything written or produced in English I have bought books and magazines like American Scientist, Discover, MIT Technology Review, Popular Mechanics, Popular Science, New Scientist, Science News, Scientific American, Physics Today, Scientific American, Mind, The Scientist, Skeptic each and every opportunities mostly from bookstores and convenienece stores at airports. I have beleived and hopes everything wrtitten on those publications and the future forecasts like living on Mars, gene editing, gene-edited super genious babies…

When read Kurzweil’s “Singularity is Near, year 2004” I have beleived or tend to believe what Ray wrote about future development year by year. Later Ray keeps updating his prediction such as by the year 2030 computer will supercede the human brain, human cortex will be linked with computer, hat merging is the essence of the Singularity, an era in which our intelligence will become increasingly nonbiological and trillions of times more powerful than it is today – the dawning of a new civilization that will enable us to transcend our biological limitations and amplify our creativity. In this new world, there will be no clear distinction between human and machine, real reality and virtual reality. We will be able to assume different bodies and take on a range of personae at will. In practical terms, human aging and illness will be reversed; pollution will be stopped; world hunger and poverty will be solved. Nanotechnology will make it possible to create virtually any physical product using inexpensive information processes and will ultimately turn even death into a soluble problem… There are lots of futuristics giving speeches and writing books, essay even far more than these predictions.

And USA has been considered the center and driving force for those inventions, creations because of having top universities,Harvard, MIT, Princeton, CalTech, UFL.. research centers and the ability to attract and retain a huge number of the world’s best and brightest and money.

But something happened this year, one can not say not unexpected because subject has covered in lots of Hollywood movies even exactly the same subject, like Contagion by Sğielberg in 2011, in which healthcare professionals, government officials and everyday people found themselves in the midst of a pandemic as the CDC works to find a cure. Countless numbers of Labs making researches on the subject with thousands PhD and most brilliant brains in the world. Thousands of articles issued on very famous magazines, aloocated billions of dollars…

And Covid-19 showed up, just 100 nano-meter length and 25-30K nucleotides so small comparing with simple homo sapiens which has a 3.2 billions. At the beginning the top health organization with thousands of workers, researchers from all countries WHO could not get the danger. China first hit by but they quickly wriggled out and distributed the virus to the world on the sly starting from the most developed countries in Europe than in USA.

to be continued….

Cor-rere e Cor-ona

Secondo Centers for Disease control (CDC), COVID-19 si diffonde principalmente da persona a persona attraverso goccioline respiratorie, prodotte da una persona infetta tossendo e starnutendo; con un periodo di incubazione tra 2-14 giorni. Tuttavia, le persone sono più contagiose quando sono più sintomatiche. È una malattia respiratoria che viene infettata toccando un oggetto o una superficie contaminata dal virus e toccando il proprio naso e bocca.

Questi sono i punti principali sul Covid-19 che verrà ricordato nel corso degli anni come uno degli eventi più influenti sulla salute-morte, problemi finanziari, sociali e fisiologici per l’intero essere umano che vive oltre 7,5 miliardi.

È un evento di pandemia e così dichiarato dall’OMS; le persone persino accettate quelle più intelligenti e potenti sono confuse, perse e spaventate. L’umanità si aspettava un simile evento sulla base di ciò che abbiamo sperimentato in precedenza con attacchi di virus SARS, MERS ecc. E che si è verificato in molti film. Anche così le persone vengono catturate senza prepararsi.

Essere vaccinati, assumere medicinali, essere curati negli ospedali sembra l’unico metodo noto e consigliato per far fronte a questi virus. Ma il problema sono i virus per tante ragioni che si presentano all’improvviso e inaspettate forme, per lo più mutate. Anche per un’influenza semplice le persone ottengono colpi diversi ogni anno a causa della mutazione.

Quindi cosa si dovrebbe fare?

Come ho già scritto nel mio nuovo libro “Corri verso la salute”, dobbiamo rafforzare il nostro sistema immunitario, supportando così la nostra salute fisica e psicologica correndo molto prima e durante questo tipo di pandemie, epidemie.

Secondo le notizie, le persone più colpite da Covid-19 sono quelle che hanno un sistema immunitario inferiore per età, fumatori, malattie croniche, ipertensione, problemi cardiaci, diabete mellito …

Correre prima significa rafforzare il nostro sistema immunitario. La professoressa Janet Lord, direttrice dell’Institute of Inflammation and Aging, dell’Università di Birmingham, e coautrice della ricerca, ha dichiarato: “Il sistema immunitario diminuisce di circa il 2-3% all’anno dai nostri 20 anni, motivo per cui gli anziani le persone sono più suscettibili alle infezioni, a condizioni come l’artrite reumatoide e, potenzialmente, al cancro. “Poiché i ciclisti hanno il sistema immunitario di un ventenne piuttosto che un 70 o 80 anni, significa che hanno aggiunto protezione contro tutti questi problemi “.

Correre  e l’esercizio fisico sono il modo migliore per prevenire molte malattie ben note e diffuse come diabete, ipertensione, malattie cardiache, ecc. Questi sono ben coperti nel mio libro “Sağlığa Koşu” pubblicato da IGU nel gennaio 2020. Quindi Bingo: se puoi prevenire la tua salute avendo un sistema immunitariopiu alto e non avendo quelle malattie croniche più prevalenti hai una protezione molto rigida contro i virus, le coronas in particolare Covid-19 insieme ad altri. I medici affermano sempre, scrive che le misure preventive sono la pietra miliare per alleviare qualsiasi problema di salute, anche se non hanno affatto. Se la corsa fosse trasformata in una medicina, sarebbe solo una medicina che potrebbe curare, essere usata ogni giorno senza effetti collaterali contro tutte queste migliaia di malattie conosciute e sconosciute, come Covid-19.

Cosa possiamo fare in questo periodo nuvoloso quando Covid-19 ha preso miliardi di prigionieri a casa o ricoverati in ospedale ancora peggio uccisi centinaia di migliaia e ha il potenziale per peggiorare molto, presumibilmente uno non ha avuto virus e si è rivelato positivo? Continuiamo a correre, se sì come?

Dopo un allenamento pesante o una post maratona, i tuoi depositi di glicogeno saranno esauriti. Ciò può ridurre il normale funzionamento del sistema immunitario. Se ti esponi subito dopo la tua intensa corsa, hai un rischio maggiore di contrarre la malattia.

Dall’altro lato c’è una forte connessione tra esercizio fisico regolare e un forte sistema immunitario. Pertanto, non è necessario smettere di funzionare completamente. Tuttavia, le palestre non sono sicure a causa della raccolta di persone. Mentre la pandemia di coronavirus continua a diffondersi, causando il rinvio e la cancellazione delle gare, e di molti altri grandi eventi.

David Nieman, Dr.PH., professore di salute presso la Appalachian State University afferma che il suo piano migliore per correre in questo momento è uscire per una corsa da solista e godersi la vita all’aria aperta, in aree non affollate. E prova a programmare la tua corsa quando sai che i sentieri saranno meno affollati.

Inoltre, le persone potrebbero avere paura di correre nelle giornate più fredde per paura della malattia, ma non è vero; non ci sono dati che ti ammaleranno davvero di qualsiasi agente patogeno respiratorio quando corri con tempo freddo, dice Nieman.Avere 30 o 60 minuti di attività da moderata a vivace può aiutare il sistema immunitario a tenere a bada i virus. Assicurati di sapere cosa sta succedendo nella tua zona e se ci sono restrizioni o auto-quarantene obbligatorie. E, se sei malato o a rischio di diffusione del virus, non dovresti uscire: la preoccupazione maggiore è diffonderlo a coloro che sono ad alto rischio, come gli anziani o immunocompromessi.

Korona-Korunma ve Koşu

ABD Hastalık Kontrol Merkezi (CDC)’ye  göre, COVID-19 (CoronaVirus Disease-19) esas  olarak kişiden kişiye enfekte olmuş bir kişi tarafından, öksürük ve hapşırma ile solunum sırasındaki damlacıklar yoluyla yayılıyor. Kuluçka süresi yaklaşık 2-14 gün. Bununla birlikte, insanların belirli bir hastalık semptomlarına sahip olduklarında çok bulaşıcıdır. Virüs tarafından kontamine olan bir nesneye veya yüzeye dokunduktan sonra kendi burnunuza ve ağzınıza dokunulduğunda enfekte eden bir solunum hastalığıdır.

Yeryüzünde yaşayan 7.5 milyar üzerinde tüm insanları sağlık-ölüm, finansal, sosyal ve psikolojik olarak etkileyen bir olay olarak yıllarca hatırlanacak Covid-19 ile ilgili ana bilgiler bunlar.

Bu olay DSÖ tarafından ilan edillen bir pandemi ; en zeki ve güçlü olarak kabul edilen insanların bile kafaları karışık, kayıp ve korkmuş; yapay zeka ve genleri değiştirme araştırmaları yapan trilyon dolarlık büyük firmalar; Mars’a gitmeyi planlayan, birbirlerine karşı mangalda kül bırakmayan sözde büyük ve gelişmiş devletler de çaresiz durumdalar. İnsanlık, SARS, MERS vb. virüs saldırılarını daha önce yaşamış olduklarından  ve bu ve benzeri komplo teorilerine dayanarak yapılan filmlerde böyle bir olayı beklemekte idi yıllardır.  Buna rağmen insanlık bu olaya çok  hazırlıksız yakalandılar.

Aşılanmak, ilaç almak, hastanelerde tedavi olmak, bu virüsleri karşılamak için bilinen ve tavsiye edilen tek yöntem gibi görünüyor. Ancak sorun, birçok nedenden dolayı virüsler aniden ve çoğunlukla mutasyona uğramış beklenmedik bir formda ortaya çıkmaktalar ve çıkacak olmalarıdır.  Mutasyon nedeniyle basit bir grip  için bile insanlara her yıl farklı aşılar yapılmakta.

Peki ne yapılmalı?

Yeni  yayınlanan “Sağlığa Koş” kitabımda bahsettiğim gibi, bağışıklık sistemimizi güçlendirmeliyiz, böylece bu tür pandemiler, salgınlar öncesinde ve sırasında fiziksel ve psikolojik sağlığımızı güçlendirmemiz gerekmektedir.

Edinilen bilgilere göre göre Covid-19’dan en çok etkilenen insanlar yaşlılar, sigara içenler, kronik hastalıklara, hipertansiyon, kalp problemleri, diabetus mellitus’a sahip olup bağışıklık sistemleri daha düşük olanlar…

Öncesinde koşmadan kastedilen, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek anlamına gelmektedir. Birmingham Üniversitesi Enflamasyon ve Yaşlanma Enstitüsü müdürü ve konu ile ilgili araştırmanın ortak yazarı Prof Janet Lord şöyle yazmakta: “Bağışıklık sistemi 20’li yaşlarımızdan itibaren yılda yaklaşık% 2-3 oranında azalıyor, bu yüzden daha yaşlı insanlar enfeksiyonlara, romatoid artrit gibi hastalıklara ve potansiyel olarak kansere daha duyarlıdırlar. “Bisikletçiler 70 veya 80 yaşında değil 20 yaşında bir bağışıklık sistemine sahip oldukları için anlamına geliyor tüm bu sorunlara karşı ilave korunma sağlamaktalar.”

Koşu ve egzersiz, diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları vb.  birçok yaygın  hastalıkları önlemenin en iyi yoludur. Bunlar, Ocak 2020’de IGU tarafından yayınlanan “Sağlığa Koşu” kitabımda ayrıntılı olarak araştırılmıştır. Bingo! Yüksek bağışıklık sistemine sahip olmak ve bu en yaygın kronik hastalıklardan korunmuş olmakla tüm , virüslere, özellikle de Covid-19’a karşı çok sağlam bir korumaya sahip olmak anlamına gelmektedir. Doktorlar her zaman, önleyici tedbirlerin, herhangi bir sağlık sorununu hafifletmek hatta hiç hasta olmamak için kilit taş olduğunu söylüyor. Koşmak bir ilaca dönüştürülürse, Covid-19  gibi bilinen ve bilinmeyen bu binlerce hastalığa karşı her gün kullanılabilecek, herhangi bir yan etkisi olmayan, kullanılabilecek tek çare ilaç olurdu.

Covid-19’un milyarlarca kişiyi evlerinde, hastanelerde esir aldığı daha kötüsü yüz binlere ulaşan ölümlere  neden olduğu en kötüsü de çok daha fazla hasar verebilecek bir potansiyele sahip olduğu bu kara bulutların üzerimizde dolaştığı  dönemi virüs alıp almadığı belli olmayan ya da pozitif olanlar ne yapabilir? Halen koşmaya devam etmeli mi, evet ise nasıl?

Yoğun ve ağır  egzersiz veya maraton sonrasında iseniz, glikojen depolarınız tükenmiş olacaktır. Bu, bağışıklık sisteminizin normal çalışmasını azalmaya neden olmuş olacaktır. Böyle yoğun koşudan kısa bir süre sonra coronaya maruz kalırsanız, hastalığa yakalanma riski daha yüksektir.

Diğer tarafta düzenli egzersiz ile güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak arasında güçlü bir bağlantı vardır. Bu nedenle, tamamen çalışmayı bırakmak zorunda değilsiniz. Ancak, spor salonları insanların toplanması nedeniyle güvenli değildir. Koronavirüs pandemisi yayılmaya devam ederken, koşular  ve diğer birçok spor olayı  ertelendi, ertelenecek.

David Nieman, şu anda koşmak için en iyi planın yalnız koşuya çıkmak ve kalabalık olmayan alanlarda dışarıda gerçekleştirilmesi gerektiğini söylüyor. Ve koşularınızı parkurların daha az kalabalık olacağı zamanlara göre düzenlemenizi öneriyor.

Ayrıca, insanlar hastalık korkusu nedeniyle soğuk havalarda koşmaktan korkabilirler, ancak bu doğru değildir; Nieman, soğuk havada koşarken gerçekten herhangi bir solunum yolu patojeninden hastalanacağınıza dair bir veri olmadığını söylüyor.

30 ila 60 dakikalık orta ila canlı aktivite, bağışıklık sisteminizin virüsleri uzak tutmasına yardımcı olabilir. Bölgenizde neler olup bittiğini bildiğinizden ve herhangi bir kısıtlama veya zorunlu kendi kendine karantina olup olmadığından emin olun. Ve eğer hastaysanız veya virüs yayma durumunda iseniz hiç dışarı çıkmamalısınız- bu konuda en  büyük endişe, yaşlı veya bağışıklığı düşük yüksek risk grubuna virüs bulaştırma ve yayma riskidir.