Adam hiç okumamış, belki yaşadığı şehirden, mahalleden başka bir yer görmemiş; 60-70-80 yaş kuşağı. Ama bir konu açılmasın her konuda uzman 😆
Ömründe hiç araba kullanmamış, zaten ehliyette alamaz; ama sana nasıl araba kullanılacağını detaylı anlatır, senin kullanma şekline katılmaz. Bir yerden başka bir yere şehir dışı mesafe 80 km. trafik olmaz ve bir saatte araba ile yol alınır, daha önce gittin, biliyorsun; “yok”! İddia eder bir buçuk saat sürer.
Suriye ile olsun Mısır ile olsun yaşanan tüm sorunlarda bir uluslar arası ilişkiler uzmanı olarak sana neler olacağını nasıl davranılması gerektiğini anlatsın.
Hiç futbol oynamamış; ama beraber maç seyrederken tüm teknik, taktikleri verir, her futbolcunun ne yapması gerektiğini detaylı olarak anlatır.
Torunları ya da bu devirde torun çocuklarını ziyarette, ne yapılması gerektiğini ve eskiden ne yapıldığını anlatarak 100 yıl öncesinin usullerini dayatmaya çalışır.
Eğitim konusunda, sıfır eğitim almış olmasına rağmen, çok önemli fikirleri bulunur her zaman. Hangi meslek iyidir, hangi okula gidilmeli, nasıl ders çalışılmalı. Bir seferinde İngilizce çalıştırmamı istedikleri bir gence karşılıklı diyalog ezberletirken o esnada yakınımda bulunan ve Türkçeden başka dil konuşmayan “herşeyi bilen adamın” öyle olmaz demesini nasıl unutabilirim.
Deprem konusunda, inşaat konusunda zaten doğal uzmandır. Deprem olsa hangi ev yıkılır, hangi inşaat şekli daha sağlamdır ya da mimarisi iyidir, çirkindir konusunda uzman.
Yurt dışında hiç bulunmamış hatta bunu hayal bile etmemiş olmasına rağmen, ülke adı söyle, buraların güzel olmadığını anında işit.
Hastalık ve ilaç konusunda zaten derya deniz. Başından o kadar çok hastalık geçmiş ki, sen derdini söyle yeter;teşhis, tedavi anında hazır.
Diğer taraftan, epey görmüş geçirmiş, okullar bitirmiş, görmediği gezmediği ülke kalmamış biri ile genel konularda, milli atlet ile koşu hakkında ya da bir enstruman virtiözü ile sohbet sırasında, atlete nasıl bu kadar hızlı koştuğunu, uyguladığı programı, virtiöze nasıl güzel çaldığını sorduğunda aldığın yanıtlar “o kadar da abartmayalım elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” der. Görmüş geçirmiş uzmana son olaylar hakkında fikir sorduğunda, “tam olarak bilemem ama….” olur.
Konfiçyüs (arap atasözü ya da bir yerde de basılı olarak Lady Burton olarak da kaynak gösterilen) atasözünde “Dört çeşit insan vardır: Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen; o aptaldır -uzak dur, Bilmeyen ve bilmediğini bilen; o basit bir adamdır- öğret, bilen ve bildiğini bilmeyen; o uykudadır -uyandır, bilen ve bildiğini bilen; o akil insandır” bu konunun ne kadar uzun süredir geçerli olduğu ortaya çıkmaktadır.“He who knows not and knows not he knows not: he is a fool – shun him. He who knows not and knows he knows not: he is simple – teach him. He who knows and knows not he knows: he is asleep – wake him. He who knows and knows he knows: he is wise – follow him.”
Televizyonda uzmanları(!) izlerken ya da birileri ile sohbet sırasında bu güzel atasözünü hatırlamada bir fayda olabilir mi bilemiyorum…Reading, 4 Haziran 2015
Rahmetli Aziz Nesin in “ZÜBÜK” romanındaki tiplemedir. Çoğunluklada milletvekili olarak mecliste arzı endam ederler 🙂
Oyle “Adam” cok buralarda. Gezmeye gormeye okumaya arastirmaya gerek yok, vahiy inmis onlara gokten.